“Sööözzzz… Sööööözzzzz…”
“Yine bahar gelecek… Bu gelişle, bir daha hiç gitmeyecek. Hatta ne yaz, ne güz, ne de kış olacak.”
“Ben Bay Kemal… Bekleyin, geliyorum.”
“Gümrük kapılarını da sıkı tutun, kaçmasınlar. Hepsini yargılayıp, hepsinden hesap soracağım.”
Sorar mı sorar valla… Adam Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi ‘hesap uzmanı’.
İyi de, 50 bin muhtara birer sekreter atamakla, 10 milyon işsizi iş sahibi yapacağını iddia etmek, nasıl bir hesap uzmanlığıdır?
Fazla karıştırma, senin aklın ermez. Zaten böylesi bir matematik problemini de ancak Türkiye’nin en iyi hesap uzmanı çözer.
Hem çözer, üstüne bir de hesap sorar.
Adamın işi bu, hesap uzmanlığı…
“Gençler, bana oy verin, hepiniz için bir cennet kuracağım. Herkesi iş-güç sahibi yapacağım, ama kimsenin çalışmasına gerek olmayacak. Sınırsız internetiniz bedava, harçlığınız bedava, altınıza vereceğimiz arabanın yakıtı bedava, kalacağınız 5 yıldızlı oteller bedava. Bunun için gerekli birkaç trilyon doları, Londra’daki tefecilerden, pardon temiz para foncularından buldum, getiriyorum.
Çiftçi kardeşim… Kullanacağın traktörü sana bedava vereceğiz. Yakıtı da bizden olacak. Arazini suladığın elektriği bedava vereceğiz; siz yeter ki Şanlıurfa Belediyesi’ni, pardon ülke yönetimini bize verin.
Ev hanımları… 15 Mayıs sabahından itibaren hepiniz sigortalısınız. Hatta emekli olmak için beklemenize gerek yok. En geç 1 Haziran sabahı hepiniz emekli aylığını alacaksınız.
Esnaf kardeşim… Bundan böyle tek kuruş vergi ödemeyeceksin. Hatta elinde sermaye yoksa, onu da biz vereceğiz.
İşçi kardeşim… Biz iktidara gelince, çalışmana hatta işyerine gitmene gerek kalmayacak. Biz maaşını bankamatikten öderiz. Sen eşinle, çocuklarınla ilgilen, keyfine bak.
Memur kardeşim… 15 Mayıs sabahından itibaren işe gelmene gerek yok. Otur, kuşluk vaktinde ‘branch’ yapmanın keyfini çıkar. Biz maaşını evine göndeririz.
Emekli büyüklerim… Bugüne kadar çok ezildiniz. Üç kuruşluk maaşa talim ettirildiniz. Üstelik o maaşı alabilmek için, banka kuyruklarında can verdiniz. Tüm bu insanlık dışı işlere son veriyoruz. Her emeklimiz 15 Mayıs’tan itibaren, 10 bin dolara eş aylık alacak.
Başka kimse kaldı mı? Onları atlamayalım arkadaşlar…”
“İyi de, Sayın Genel Başkanım, bunları neyle yapacağız? Bunca harcamaya ne ABD ne de Çin bütçesi yetmez. Hani biraz frene bassanız diyorum. Uyanacaklar…”
“Sen anlamazsın danışman. Biz 13 senedir nasıl götürdük işi sanıyorsun? Uyanmazlar, uyanmazlar merak etme. Bak, en okumuşları bile tuvalet terliğimize seve seve oy vereceğini açıklamadı mı?”
Şaka bir yana, Kemal Bey ve çevresinin yüksekten atışlarına baktıkça, devr-i iktidarlarında, ahalimizin cennete gitmek için ölmesine gerek kalmadığını düşünmeye başlıyoruz.
Üstelik tüm bu ‘beleş hizmetleri’, bir şey yaparak veya üreterek gerçekleştirmeyecekler.
“İstanbul Havalimanı kapatılacak, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale köprüsünden başlamak üzere tüm köprüler yıkılacak, otoyollar imha edilip yerine bostan dikilecek, Kanalİstanbul projesi iptal edilecek, İHA’lara, SİHA’lara dokunulacak, Akkuyu Nükleer Santralı inşaatı durdurulup, yapanlardan hesap sorulacak.”
Birkaç büyükşehir belediyesini kazanınca, ülkeyi nasıl yöneteceklerinin küçük bir numunesini, ‘temel atmama töreni’ yapmalarında gördük.
Üstelik adam ‘Bay Kemal Sözü’ veriyor.
Demek ki çok etkili bir söz.
Yapar mı yapar…
Dedik ya, adam Türkiye’nin en iyi hesap uzmanı.