İktidar partisi aday konusunda netleşiyor.
AK Parti bazı şehirlerde ortak adayla giriyor.
Birçok büyük şehrin, ilin, ilçenin adayları genel merkezin notuyla atanıyor.
AK Parti’de atamalarda itiraz olsa da bir kenarda duruyor.
Aday adayları yukarının görüşüne sert cevap veremiyor.
Vermek istese de sesini duyuramıyor.
İktidarın gücü genel merkezlerden alıyor.
AK Parti’de genel merkezin gücü tek adam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geliyor.
"Bizim adayımız falan şahıs" deniyor ve bitiyor.
AK Parti’de biat kültürü hala yaşıyor.
CHP’de ise aday belirlemelerde kavgalar eksik olmuyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, rüştünü ispatlamak istiyor ve "Kırşehir’de adayımız Selahattin Başkan" diyor.
"Ekicioğlu’yla tekrar seçimlere gireceğiz." diyor.
Genel merkezin görüşüne teşkilat uymuyor.
Teşkilat "Biz niye varız o zaman?" deyip istifa ediyor.
Seçimler tek başına olmuyor, teşkilatsız seçimler kaybediyor.
Genel merkezin kararına neden uyulmuyor? Çünkü CHP’de tek adamdan ziyade parti çok başlı olduğundan.
Genel merkez "adayım" diyemiyor.
“Adayları delegelere belirleteceğiz” diye çıktıkları yolda.
En sonunda partililer birbirleri ile kavgalı oluyor.
CHP Genel Başkanı daha bir ay önce “Hatay’da tarihi bir karar vereceğiz.” diyor.
“Depremde belediye başkanı da kusurludur, halkın düşündüğünü uygulayacağız.” diyerek, mevcut CHP’li belediye başkanını tekrar aday göstermeme niyetini ortaya koyuyor.
"Bu bizim adayımız" dediği illerde kavgalar oluyor.
Belediye başkan adaylıkları üzerinden yaşananlar "Genel Başkan kukla mı?" deniyor.
Bir yanda “Demokrasi.. Demokrasi” diye yüksek ses çıkartan CHP’de, iki ay önceki kongrede, “Tüzüğü değiştiriyoruz. Kırk beş gün sonra aynı salonda tüzüğü değiştirmek üzere buluşuyoruz” taahhütüne rağmen, bir hafta sonrasında, "Mahalli seçimlerine tüzük değişikliği yetişmiyor. Bir sonraki seçime” diyerek, başkan adaylarının delegelere seçtirilmesinden vazgeçiliyor..
Tepkiler üzerine, “Adayların delegeler tarafından seçilmesi için tüzüğü değiştiremiyoruz ama biz yine de tüzük değişmede de adaylarımızın bir kısmını delegelere belirleteceğiz” açıklaması yapılıyor.
Ama şimdi CHP’de öylesine bir kavga var ki.
“Keşke demokrasi olmasaydı da böyle kavgalar da yaşanmasaydı” dedirtecek, tartışmalar yaşanıyor.
CHP Genel Merkezi’nde, akşam geç saatlerde, koridorlara yansıyan bağırışlar... Milletvekillerinin birbirlerine yönelik hakaretleri...
“Demokrasi bu mu?” dedirtecek cinsten.
Adayları delegelere seçtirmek üzere yola çıktılar.
Delegeleri boş verin.
“Başkan adayları, milletvekili yakınlarından şu mu olsun, bu mu olsun?”a geldiler.
CHP’de aday süreci uzadıkça çatlak sesler, kavgalar olacak gibi duruyor.
Daha birçok ilde ortak mı, yoksa yalnız mı girecekler netleşmedi.
İYİ Parti'den iyiden koptular mı?
DEM’le yakınlaşmalar devam ediyor.
Ne diyelim CHP kendi içinde birliktelik kurmadan belediyelere talip olmaktalar.