Şeker fabrikalarımız özelleştiriliyor. 14 tane şeker fabrikamız için özelleştirme startı verildi. Mevcut fabrikalardan 14 tanesi özelleştiriliyor. Pekiyi neden özelleştiriliyor. Zarar ettikleri gerekçesiyle özelleştiriliyor. Tabi zarar ediyor mu? Etmiyor mu bilemem ama özelleştirme her şehrin kendi içindeki şeker fabrikası için çiftçilerin pancar kooperatiflerine satılması daha iyi olacaktır.
Şirketler yerine şeker pancarı çiftçilerinin kooperatiflerine satılması ülke ve çiftçimizin geleceği için daha verimli olacaktır. Buna çok iyi örnek olan kooperatifler ülkemizde mevcut. Neden olmasın; çiftçilerimiz kendi fabrikalarının sahibi olsun; hem fabrikasına hem ürününe sahip çıkar.
“Güçlü Çiftçi, Güçlü Tarım, Güçlü Millet, Güçlü Devlet”
Hayvancılıkla uğraşan köylümüze ''300 Koyun Desteği'' güzel bir yaklaşım. Başarılı olur inşallah. Et fiyatlarının düşüşüne sebep olacaktır. Tabi ki! Et fiyatlarının kontrol altına alınmasının yanı sıra köye dönüşün yolunu açacak. Meralarımızı koyunlarla dolduracak bir atılım olacaktır.
Bizim ülkemiz tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek ülke olmasına rağmen maalesef girdi maliyetlerinin artmasıyla birlikte özellikle bakliyat fiyat maliyetleri çok olduğundan çiftçimizin zaman içinde tarımdan uzaklaşmasına da mutlaka bir çözüm yolu bulunmalı. Hayvancılıkta kullanılan yem ve saman ihtiyaçlarını da maalesef yurt dışından getirmek zorunda kalmamız tarımda da bizi maalesef sıkıntıya sokuyor.
Tarımda hayvancılıkta bazı radikal kararlar alıp, çiftçimize köylümüze güvenerek onların yolunu açmalıyız. Şeker fabrikalarını pancar kooperatiflerine satmak çok akilane olacaktır.
Meyve ve Sebze fiyatları nedense tarlada çok ucuz tüketici sofrasında ise maalesef çok pahalı. Bunun sebebi ise aradaki aracıların aldığı komisyonlar, maalesef bu komisyonlar çok fazla. Mesela tarlada 1 liralık domates sofraya gelene kadar 3 lira oluyor. Bunu telafi etmenin en güzel yolu ise, üretici ve pazarlama kooperatifi kurmaktan geçer. Eğer devlet üretim ve satış kooperatifini kurmak için çiftçilere kredi desteği verirse. Üreticilerin kimseyi araya aracı sokmadan direkt olarak tüketiciye sunması içten bile değildir.
Kooperatif işletiminde ise,
1- Şeffaf bir yönetim olacak, kooperatife üye olan bütün çiftçiler sistemi internet üzerinden denetleyecekler.
2- Alım satım kriterleri ortak kararla belirlenecek. Ürün fiyatlandırması sistem içinde oluşturulan üreticiler arasından seçilen eksperler tarafından değerlendirilecektir. Eksperin değer biçiminde anlaşmazlık halinde, bir üst eksper tarafından kontrol edilecek ve ürünler resimlenip internet ortamına kooperatif üyelerine sunulacaktır.
3- Üyelerden alınan ürünlerin bedelleri. Her ayın sonunda hesaplarına yatırılacaktır. Ayrıca ürünün satışından sonra elde edilen karlar ise üç ay içinde hesaplara geçecektir.
4- Kooperatiflerin bir araya gelip, dernek ve birlik oluşturmasına asla imkan verilmeyecektir. Çünkü kooperatifler bir araya gelip tekel oluşturması tüketici adına zarar meydana getirir.
5- Kooperatifler oluşturduğu birlikler içerisinde ekilecek ürünlerin senelik planlamalarını da yaparak tarım bakanlığına sunacaklardır. Böylelikle bir sene kuru soğanın fiyatı, tavan yapıp ertesi sene yerlerde sürünmeyecek itidal bir fiyat yapılanması ortaya çıkacaktır.
Şeffaf yönetimlerle yönetilen kooperatiflerin çalışmaları ile kooperatif ağaları olmasına izin verilmeyecek. Bir kooperatif başkanı iki dönemden fazla üst üste başkanlık yapamayacaktır. Üçüncü ve daha fazla başkanlık yapmasının tek şartı üyelerin % 80 oyunu almak zorundadırlar.
6- Üretim planlamasında 2 yıl içinde kimyasal gübrelerden, tamamen arınıp biyolojik gübreler ile tarımın önünün açılması ve hibrit tohumları ise tamamen yasaklanması olmalıdır. Meyve sebze taşımacılığı ise frigorifik araçlarla yapılacaktır.
Maksat üretici ve tüketiciyi korumaksa, yukarıda yazdığım gibi bir çok alternatif bulunabilir. Her zaman mutlaka daha iyisi vardır. Önemli olan halkın sağlıklı ürünleri ucuza alırken, üreticinin de hakkını alabilmesidir.
“Çiftçimize Şeker Gibi Bir Gelecek Vermek İster Misiniz? Lütfen… ”