İçinde yer aldığımız coğrafyanın kültürünü sayıverin desek muhakkak ilk ona ataerkil yapısı girer. Son zamanlarda kadına şiddet, çocuk gelinler vs. gibi sebeplerle her ne kadar ataerkilliğimiz anaerkilliğe evrilmeye çalışılsa da bu yakın zamanda meyve verecek bir tohum değil gibi duruyor. Burada bir noktanın da altını çizmek gerekir ki kadını mağdur eden ataerkil yapı değil, erkek erkil yapıdır.
Tecavüz ve istismarın artmasıyla birlikte bu sapkınlığın sebeplerini araştırmaya başlayanlar bazen iman yoksunluğunu öne sürdüler bazen erkektir yapar zihniyetinin yanlışlığını. Yoldan çevirip sorsanız şu sosyal baskı altında hiç kimse gerçekleri söylemez. Her dilde aynı türkü kadınlar ve erkekler eşittir. Fakat gel gör ki yaşanan dünyada durum hiç de öyle iç açıcı değil hala. Nereden çıktı şimdi bu deseniz size bir aile hikâyesi anlatabilirim sahil kenarından.
Denize giren yaşları beş civarında iki çocuk birisi kız, diğeri erkek. Kız çocuk denize mayosuyla giriyor, erkek çocuk ise tamamen çıplak. Yetişkinlerin eksik kaldığı yerde çocuk anlar mı aradaki farkı. Kız ağlıyor ben de çıkarmak istiyorum diye dedesi küplere binmiş sen çıkaramazsın diyor. Ama o çıkardı diyor kız masumca. Cevap duyanı delirtir. “O erkek sen kızsın. Sen çıkaramazsın!” Üstüne biraz itip kakma, bir porsiyon da küfür. Kız iki göz iki çeşme ağlıyor.
Öyle ya erkek küfür de edebilir, edep nedir öğrenmesine hele mahremiyeti bilmesine hiç gerek yok. Ayrıca kız çocuğu mahrem yerlerini örtebilir ama bir başkasının mahremini görmesinde sakınca yoktur! Zihniyetinize tüküreyim! Hani ağaç yaşken eğilirdi? Hani siz sözüm ona gelenekçisiniz(!) ya, iyi bilirsiniz atasözlerinin anlamlarını! Daha çekirdekten ahlaksız olmayı öğreniyor o kız ve erkek çocuğu.
Erkeği salıvererek onu adam yapamadığınız gibi, kız çocuğunun mahremiyet sınırlarını yok ederek, kardeşiyle bile sınır ihlali yaptırarak kızı ahlaklı yapamazsınız. Evlatların suçları direk ebeveynden sorulmaz o ayrı ama birçok suçlu evladın ebeveyni ahlaktan bihaber değil mi sizce de?