Çocuk ve torun sahibi olan veya olma ihtimali olan tüm okuyucularıma “yediklerimiz ve içtiklerimizin sağlığımız, özellikle ruh durumumuz ve psikolojimiz üzerinde ne kadar etkili olduğunu” vurgulamak ve ne derece önemli olduğunu göstermek açısından Gazeteci, Yayıncı ve Yazar David Steinman’ın “Diet for a Posioned” (Zehirli bir Gezegen için Diyet) adlı kitabında bahsettiği bir deneyden söz etmek istiyorum.
Bu deneyde fareler dört gruba ayrıldı;
*İlk gruptakiler doğal gıdalarla beslenip temiz su içirildi. Üç ay süren deney boyunca bu fareler aktif sakin ve sosyal kaldılar.
*İkinci grup ilk grupla aynı gıdaları yediler. Ancak diyetlerine “sadece sosis” eklendi. Bir süre sonra bu fareler vahşileşti ve sürekli birbirleriyle kavga ettiler.
*Üçüncü gruba “şeker kaplı kahvaltılık gevrekler” verildi ve “fabrikasyon meyve suyu” içirildi. Bir süre sonra bu fareler gergin, hiperaktif ve amaçsız hayvanlara dönüştüler.
*Dördüncü gruba sadece “şekerli donutlar ve kola” verildi. Deney sonunda bu fareler uyumakta sıkıntı çektiler, her şeyden korkar oldular ve sosyal bir grup olarak işlev gösteremediler.
Deney süresince verilen bu yiyeceklerin mikro gıdalar açısından yetersizliği ve içerdikleri toksinler nedeniyle bu hayvanların sağlığı ve ruh durumları ciddi şekilde etkilendi ve davranışları üzerinde kalıcı değişiklikler yaptı.
Günümüzde pek çok çocuğun hiperaktif, anti sosyal hatta vahşi davranışlar sergiliyor olmaları ve yukarıda bahsettiğim deney, çocukların gösterdiği bu davranışlara beslenme şekillerinin neden olup olmadığı konusunun ciddi şekilde ele alınıp düşünülmesi gerektiğini göstermiyor mu?
Çocuklarımızda gördüğümüz davranış bozuklukları nedeniyle hemen psikiyatrist veya psikoloğa götürerek herhangi bir hastalık teşhisi koydurtmadan önce bağırsak florası ve beslenme şeklini düzeltmemiz daha doğru ve daha etkili olacaktır…
Yeni haftanın yeni umutlara vesile olması dileğiyle…