Çok değil sadece nezaket!

Bekir Akdeniz

Evet değerli dostlar kıymetli arkadaşlar bugüne kadar birçok yazımızda bahsettik engellilere yönelik empatiden, nezaketten, hal ve hareketlerden davranışlardan ... Bunlara bir yenisini daha eklemek istiyoruz. Çünkü biz de bu toplumdayız bu toplumun bir parçasıyız hep beraber bir bütünüz. İnsan dert sahibi olmalı. Bizimde bir derdimiz bir gayemiz bir hedefimiz var. Sizleri bizimle ilgili nezaket dolu bir yazı ile baş başa bırakıyorum.

Benimle karşılaştığınızda bocalayıp ne yapacağınızı bilemez bir duruma düşmeyin. Aşağıdaki hususları hatırlamanız ikimiz içinde yararlı olacaktır

--Ben sıradan bir insanım, yalnızca görmemek gibi bir engelim var. Sesinizi yükseltmenize ya da bana çocukmuşum gibi davranmanıza gerek yok. Ne istediğimi yanımdaki kişiye sormayın "Kahvesine krema ister mi?" yerine bana sorun.

--Bağımsız bir şekilde yürümek için uzun bir beyaz baston ya da rehber köpek kullanabilirim veya kolunuza girmeyi rica edebilirim. Kararı bana bırakın ve lütfen koluma sarılmayın, izin verin ben sizin kolunuza gireyim. Yükselti ve çukurları önceden sezebilmem için sizden bir adım geride yürümem gerekir.

--Bir odanın veya kabinin veya arabanın yarım açık kapısı benim için tehlike oluşturur.

--"Görmek" gibi sözcükleri kullanmaktan kaçınmayın. Bu sözcükleri bende kullanırım; "Sizi gördüğüme sevindim." gibi.

--Bana acınmasını istemem. Âmâ körlüğü yüceltircesine konuşmanızı da istemem. Koku alma, dokunma veya işitme duyularım kör olduğum için daha iyi çalışıyor değil. Bu duyu organlarımı sizden daha çok kullanıyorum ve dolayısıyla bu duyularla sizin algıladığınızdan daha fazla bilgi alabiliyorum, hepsi bu.

--Eğer sizin misafirinizsem bana banyoyu, lavaboyu, pencereyi ve hatta ışık anahtarını gösterin ışığın açık olup olmadığını bilmek isterim.

--Eğer çok merak ediyorsanız, sizinle körlük hakkında konuşabiliriz, âmâ bu benim için eski bir hikaye. Benim, sizin olduğu gibi, birçok farklı alana ilgim var.

--Bir yemekte uyulması gereken kurallarla (Sofra adabı) herhangi bir sorunum olmaz. Beni sadece kör bir adam/kadın olarak düşünmeyin. Ben yalnızca görme duyusunu kullanmayan/kullanamayan bir kişiyim. Yasa, sürücülerin taşıdığım beyaz bastonu gördüklerinde, yol hakkını bana vermelerini gerektirir. Sadece körler beyaz baston taşıyabilir. Bugün, caddelerde yalnız başına yürüyen daha fazla görme engelliye rastlıyorsunuz. Bunun nedeni sayımızın artması değil, kendi ayaklarımızın üstünde durmayı öğrenmemizdir.

Selâm ve duâ ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.