Ülkemizin idare edeni, emekliye maaş artışı için yerel seçimlerin yüksek hatırına 6 ay sonraya randevu veriyor ve bunu sanki hemen ertesi güne randevu veriyormuş gibi söylüyor.
Cebinde kuruşu olmayan vatandaşa israf ekonomisini bitirelim diyor, kendi uçaklardan inmiyor. Saymaya yetişemediğimiz lüks ve yabancı markalı araçlı konvoyuna devam ediyor. Lüksten, şatafattan vazgeçemiyor, tasarruf etmiyor, 5 maaş alan bürokratlara bir şey demiyor, 5'li müteahhitlere döviz karşılığı ödenen katmerli ödemeleri devam ettiriyor, hatta yıllara yayarak torunlarımızı da borç batağına batırıyor.
Bunların ödemelerini hemen ödüyor, hem de döviz olarak. Neden bu ödemeleri TL'ye çevirmiyor? Bunu da kimseciklere anlatmıyor. Maaşına %40 zam yapıyor, bir de katmerli emekli maaşı alıyor. Ancak 7.500 TL alan emeklilere de “Serinkanlı olalım, sabredelim, bekleyelim” telkini veriyor. Acaba bu da mı ‘nas'da var merak ediyorum?
Fakir, fukara, emekli, gariban serinkanlı olsun. Ey idare edenimiz, onlar bırakın bol sulu, salçasız, soğansız sade çorbayı, simit bulamıyor. Bardağı 15 TL olan çayı rüyasında bile göremiyor, kirasını ödeyemiyor, iş bulamıyor; eğer çocuğu varsa o da beslenme zorluğu çektiği için bodur büyüyor, cebinde yol parası olmadığı için sürekli yaya yürüyor, borç batağında yüzüyor.
İdare edenimiz maşallah hem ejder meyvesi, manda yoğurdu yiyor hem de bu beslenme farkını da kimselere izah etmiyor. Ey idare edenimiz sana göre yüksek fakirlik, işsizlik, hukuksuzluk, borçlanma, eşitsizlik, devalüasyon tümüyle yalan, kandırmaca; ancak sürekli galeyan, gaz verme, sabır, şükür tavsiyesi çok doğru. Tabii ki “Bir çocuk uyuyorsa büyüyordur, bir millet uyuyorsa ölüyordur.” demiş Ulu Önderimiz Atatürk. Tam da günümüzü anlatıyor.
Dar gelirliye, geliri olmayana her yer fakirlik, sana ise Allaha şükür her yer saray. Ver Coşkuyu. Çaldır Mehteri doyasıya şıkır, şıkır oynasınlar boş meydanlarda aç karnına emekli, işsiz, çiftçi ve bilumum dar gelirliler. Hayde, hayde, hayde…!