Çöl tozlarının iklime ve tarıma etkileri

Dr. Mevlüt Şahin

Yeryüzünde geniş alanlar kaplayan çöller günümüzde verimsiz, işe yaramayan ve ona sahip olan ülkeler için bir şansızlık olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte rüzgârların etkisiyle çöl alanlarından kalkarak yeryüzüne taşınan çöl tozlarının çok önemli işlevler gördüğü bilinmektedir.

Türkiye’ye yıllık 20 milyon ton çöl tozlarının % 80’e varan kısmı mart-nisan ayları içerisinde ve her biri birkaç günlük periyodlar halinde Anadolu’ya ulaşmaktadır. Özellikle mart, nisan ve mayıs aylarında yurdumuza ulaşan tozlar, otomobil, ev, ofis gibi insanların yaşama alanlarında ve kullandığı araç gereçler üzerini kaplamaktadır.

Çöl tozlarının, bünyesinde demir bulunmaktadır. Bulunan bu demir+3 değerliklidir. Tabiatta +3 değerlikli demir çok bulunmasına rağmen canlılar tarafından kullanılamamaktadır. Çöl tozlarının bulutlar ile temas etmesi sonucunda +3 değerlikli demir +2 ye indirgenir. İndirgenmiş +2 değerlikli demir yağışlar sonucunda yeryüzüne indiğinde bitki, toprak ve su kaynakları için önemli ve faydalı etki yapmaktadırlar. Özellikle bitkiler için gübre etkisi oluşturmaktadır. Çöl tozları ile sulanan pamuk deneme tarlasında demir oranı % 300 artmış ve ayrıcı organik madde ve fosfat miktarlarında da artışlar olmuş, tuzluluk oranı ise bir nebze de olsa düşmüştür. Pamuk veriminde ise  % 11 oranında artış olduğu bir araştırmada ortaya konulmuştur.

Çöl tozlarının hava sıcaklığını düşürmesinden dolayı havada bulunan nem soğumanın etkisiyle daha çabuk yoğunlaşabilmekte ve yağışa neden olabilmektedir. “Akıllı Bulut Yönetimi” isimli projede, bulutların çöl tozlarıyla tohumlanması sonucunda kar ve yağmur elde edilebileceği laboratuvar ortamında kanıtlanmıştır. Projede, bulutların içinde buhar ve buz kristallerinin bulunduğu ve bunların kar ve yağmur yağışlarını belirlediği, çöl tozlarının bulutlarla birleştiğinde yağışları tetiklediği belirtilmiştir. Ayrıca aşırı kar yağışının, bulutların güneyden gelen çöl tozlarıyla birleştiğinde gerçekleştiği tespit edilmiştir.

Çöl tozlarıyla kasırgalar arasında önemli ilişkiler olduğu son yıllarda yapılan araştırmalarda ortaya konulmuştur. Wisconsin-Madison Üniversitesinde yapılan araştırmada, 1981-2006 yılları arasını kapsayan 25 yıllık uydu verileri incelenmiş ve Atlas Okyanusu’ndaki kasırga sıklığıyla Sahra Çölü’nden kalkıp Afrika’nın batı kıyısından yola çıkan kalın toz bulutları arasında şaşırtıcı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir.

Türkiye'de daha çok nisan ayında etkili olan çöl tozlarıyla ilgili atalarımız "Nisan yağmurları, balıklar için inci, yılanlar için zehir ve insanlar için şifadır", “Nisan yağmuru koyunun sırtında et, tarlada ot yapar." diyerek çöl tozlarının önemini ifade etmişlerdir. Denizlerde yaşayan yosunlar (alg) çöl tozlarının bünyesinde bulunan +2 değerlikli demirin gübre etkisi yapmasından dolayı hızla gelişerek çoğalmakta ve okyanuslarda alg patlaması denen olayların meydana gelmesine sebep olmaktadır. Çoğalan yosunları tüketen balıklar hızla gelişmekte ve kalitelerinde artış olmaktadır. 

Bununla birlikte çöl tozlarının olumsuz etkileri de vardır. Örneğin, ulaşım, turizm gibi ekonomik faaliyetlerin aksamasına günlük hayatın zorlaşmasına ve soluduğumuz havanın kalitesinin düşmesine de neden olmaktadır. Bitkiler üzerine kuru veya yağışlarla yaş olarak çökelen çöl tozları içerisinde barındırdığı demir, alüminyum gibi minerallerle bitkilerin gelişimini hızlandırdığı kültür bitkilerinin verimini artırdığı gibi;  bitkilerin yaprak yüzeylerini kaplayarak, stomalarını tıkayarak fotosentez ve solunum yapmalarını engelleyebilmektedir. Bu yönüyle çöl tozları bitkiler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Bitkinin nefes almasını sağlayan stomalar yaprağın alt yüzeyinde bulunmaktadır. Çöl tozlarının atmosferde yukarıdan aşağıya doğru çökeldiği düşünülürse bitkiler bu tozların zararlı etkilerinden bu sayede kısmen de olsa kendilerini koruyabilmektedirler

Yağışın az olduğu bölgelere, kurak dönemlerde yağış bırakmaya uygun hava kütleleri olduğu takdirde, bulutların çöl tozları ile tozlanması yapılarak yağış düşmesi ve kar oluşumu sağlanabilir, bu sayede birim alandan alınan verim artırılabilir. Her geçen gün su kaynaklarımızın azaldığı Ülkemizde bu konularla ilgili daha fazla araştırma ve geliştirme çalışmalarının yapılmasına ihtiyacımız bulunmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.