Çöl tozu taşınımı olayı gerek fiziki gerekse de beşeri yönüyle son dönemde oldukça dikkat çeken konular arasındadır. Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Akdeniz, çöl tozlarından en çok etkilenen bölgelerimiz arasındadır.
Çöl tozlarının boyutları insan sağlığı açısından farklı derecelerde risk oluşturmaktadır. Boyutları 10 mikrondan daha büyük olan toz parçacıkları, vücudun savunma sistemine zarar vermesinin yanında saç dökülmelerine ve cilt kurumalarına da neden olmaktadır. Boyutları 10 mikrondan daha küçük olan toz parçacıkları akciğerlere zarar vermektedir. Astım ve zatürre gibi hastalıkları da tetiklemektedir. En büyük tehlikeye boyutları 2,5 mikrondan daha küçük toz parçacıkları sebep olmaktadır. Bu tozlar akciğerlerin derinliklerine kadar işleyebilmekte bronşlara ve kalbe giden damarlara kadar nüfuz ederek kalp damar hastalıklarına ve ani ölümlere neden olabilmektedir. Ayrıca bazı alerjik hastalıklara sebep olduğu, migren ve baş ağrısı gibi rahatsızlıkları tetiklediği bilinmektedir.
Yapılan bir araştırma sonucuna göre, Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne solunum yolu rahatsızlıkları sebebiyle gelen hasta sayısı 6 Eylül de hiç yokken, 10 Eylülde başlayan toz taşınımı etkisiyle rahatsızlanıp hastaneye gelen hasta sayısı 60 civarında olmuştur. Toz taşınımının bittiği 13 Eylülde solunum rahatsızlığı sebebiyle hastaneye hiç hasta müracaatı olmamıştır. İran’da tozların etkili olduğu dönemlerde insanların hastanelere başvuruları % 20 ile % 60 arasında artış gösterdiği ortaya konulmuştur. Irak’ın başkenti Bağdat’ da 9 Ağustos 2005’ te meydana gelen bir toz fırtınasının ardından Yermük şehir hastanesinin raporlarına göre 1000 civarında boğulma vakası meydana gelmiştir. Batı Sahra’daki toz parçacıkları ülkedeki yerliler arasında yaygın olan göz iltihabından sorumlu tutulmaktadır. Şubat-Mayıs arasında 200.000 kişiyi etkileyen Batı Afrika’daki yıllık menenjit vakaları bölgede esen ve çöl tozları taşıyan rüzgârlarla ilişkilendirilmektedir.
Çok ince ve beyaz renkli olan bu tozlar; yağmur yağmadığı ve rüzgâr esmediği sürece bazen günlerce havada kalmakta ve bu süreçte baş ve göz ağrısına neden olmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal SAYDAM çöl tozlarının zararları ile ilgili şu bilgileri vermektedir. “Çöl tozlarının Alp Dağları’ndaki kayaları parçalayabildiğini, Türkiye’deki tarihi yapıların sütunlarını güneyden başlayarak aşındırdığını göz önüne alırsak sadece bir et parçasından ibaret olan insana neler yapabileceğini varın siz düşünün. Vücudun havayla teması sonrasında veya hayat kaynağı olan nefes alıp verme esnasında solunan havayla beraber pek çok bakteri ve mantarın insanların bünyesine geçmesi ve birçok hastalığın odak noktası olması mümkündür. Havada asılı kalarak çok uzak mesafelere taşınan toz partikülleri solunum yollarında tıkanmalara yol açarak nefes alıp vermeyi zorlaştırdığı gibi içerisinde barındırdığı bakteriler ve parazitler sayesinde de birtakım alerjik hastalıklara neden olmaktadır”. Çöl tozları yoğunluğuna göre, dönem dönem solunum yollarında tıkanıklıklara sebep olur nefes almayı zorlaştırır ayrıca bulut içerisindeki reaksiyonlarıyla da havadaki karbondioksit oranını artırır. Bu durumda solunum yollarında hiçbir problem olmayan sağlıklı kişiler daha fazla nefes alarak bu sorunu gidermeye çalışır. Astım hastalarının ise, ciğerleri mukus tabakasıyla kaplı olduğundan daha fazla havaya yer veremez ve şiddetli astım krizleri başlar. İnsanlar havayı içine çektikçe tozların içerisindeki bakteri ve mantarlar akciğerlerde daha derinlere doğru ilerler ve birbiri ardına gerçekleşen astım krizlerini daha şiddetli bir hale getirir.
Uzun vadede tozun etkisinin azaltılması için ağaçlandırma alanlarını artırmakta yarar bulunmaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü uydu görüntüleri aracılığıyla izlediği çöl tozlarının geliş süreleri önceden bildirmektedir. Yerel idare ve basın kuruluşların bu bilgileri önceden kamuoyu ile paylaşmaları önemlidir. Yaşam alanlarımız bu durum göz önüne alınarak dizayn edilmeli toz taşınımının fazla olduğu yörelerde kapı pencereler toz geçirmeyecek şekilde tasarlanmalıdır.
Özellikle Kovid-19 virisünün ve nisan yağmurlarının etkili olduğu şu günlerde, yaşlıların ve solunum rahatsızlığı olanların, astım hastalarının hatta sağlıklı kişilerin bile dışarı çıkmaması, çıkanlarında mutlaka kaliteli maske kullanmaları daha da önem arz etmektedir.