Her gün kıymetli ve değerlidir. Yeter ki o günün bizlere verilmiş bir emanet ve sermaye olduğu bilinciyle hareket edip o zaman dilimini rıza-i ilahi doğrultusunda geçirelim. Bununla berabere bazı günler, geceler ve aylar vardır ki diğer zamanlara göre daha kıymetlidir. Bu günlerden bir tanesi de şüphesiz Cuma günüdür. Cuma günü müminlerin haftalık bayramıdır. Sadece cemaatle kılınabilen Cuma namazıyla müminler bir araya gelir, sorunlarını görüşür ve çözüm arar, birbirleriyle istişare ederler. Bayram havası içerisinde günlerini geçirmenin gayreti içerisinde olurlar…
Cuma günü anlatıldığına göre daha önceden Yahudi ve Hıristiyanların haftalık ibadet günleri olarak belirlenmiş fakat bunlar cumanın kıymetini bilmemiş; Yahudiler cumartesi günü Hıristiyanlar da pazar günü olarak değiştirmişlerdir. Son olarak Cuma günü Müslümanlar için mübarek ve mukaddes bir gün olarak kabul edilmiş. Peygamberimiz bu günü birçok hadisi şerifinde övmüş, kıymetini bilmemizi istemiştir. Bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor Kainatın Efendisi: “Üzerinde güneşin doğduğu günlerin en hayırlısı Cuma günüdür. O gün Hz Âdem yaratılmış, o gün cennete girmiş ve yine o gün cennetten çıkarılmıştır”( Müslim) başka bir hadisi şerifinde ise:“Cuma gününde öyle bir saat vardır ki o saatte Allah o saatte kulu ne isterse onu verir. O da namaz sırasındadır”(Rumuzu’l Ehadis) buyurmuşlardır.
Özellikle bu saatin hangi saate denk geldiğinin bildirilmemesi, kadir gecesinde olduğu gibi, müminin her geceyi kadir gecesi, her anı icabet saati gibi yaşamasını istemesinden kaynaklanmaktadır. Müslüman’ın yaşantısı her an’a ve her zaman dilimine nüfus etmeli. İbadet ve itaat bir anlık şey değildir. Mümin insan odur ki, Allah’ın kendisini her an görüp gözettiğinin bilinciyle hareket ede, her an Allah’ın duasını duyduğunu ve icabet edeceğini bile.
Bu şuurla Cuma günü boyunca ibadet ve itaat halinde olmaya özen göstermeli. Bol bol Peygamber efendimize salâvat getirmeli, dua etmeli, hayır hasenat yapmalı. Bugün müminlerin haftalık bayramı kabul edildiğinden nafile oruç tutulmamalı, gusletmeli, misvak kullanmalı, temiz elbiseler giymeli. Büyük bir vakar ve teslimiyet içerisinde olunmalı, cuma namazına erkenden gitmeye gayret etmeli.
Cuma gününde yapılan ibadetlere diğer günlerde yapılanlardan daha fazla sevap verilir. Cuma günü namaza giden insanın günahları affedilir.
Evet, Cuma gününü değerli eden en önemli etken cemaatle kılınan cuma namazının bu günde eda ediliyor olmasıdır. Bu nedenle her işimizi Cuma namazına göre ayarlamalıyız. Çünkü asli işimiz ve görevimiz, Allah’a ibadet ve itaat etmektir. Hiçbir meşguliyetimiz bizi ibadetten edecek kadar değerli değildir. Bu hususta yüce Allah bizi uyarıyor: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman ve hemen Allahın zikrine koşun ve alışverişi bırakın namaz kılınca artık yeryüzüne dağılın ve Allahın lütfünden nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz”(Cuma, 9-10)
İşte asıl kazanç budur. Esnaf ise bir insan “biraz daha bekleyeyim, belki müşteri gelir” veya “bu kadar müşteri varken nasıl cumaya gidebilirim.” Farklı bir işyerinde çalışıyorsa, “işim çok, meşguliyetim var, cuma namazına gidemem” diyemez. Çünkü böyle bir düşünce insanın hem dünyada kazandığının bereketini kaldırır hem de ahrette cezaya müstahak hale gelmesine sebep olur.
Hürriyeti kısıtlı, yolcu, hasta veya hastaya bakmak mecburiyetinde olmak, camiye gidemeyecek kadar yaşlı olmak, hava ve yol durumunun olumsuz olması gibi meşru mazeretlerin dışında bir erkeğin, cumayı kasıtlı bir şekilde terk etmesinin kalbinin mühürlenmesine sebep olacağını Peygamberimiz bizlere bildiriyor: “Kim cumayı zaruret(şer’i mazeret) olmadan üç kere terk ederse, Allah onun kalbini mühürler”(Kütübü sitte)
Bütün bu hassasiyetlerle Cuma namazımızı kıldıktan sonra yukarıda ki ayeti kerimede belirtildiği gibi tekrar yeryüzüne dağılmamızı, işimizin başına gitmemizi, rızkımızın peşinde olmamızı emrediyor Allah. Bu demek ki sadece Cuma namazı vaktinde çalışmak haramdır. Çünkü bu durum bizi çok önemli, cemaatle eda edilebilecek bir ibadetten alıkoymaktadır. Zaten bir mümin her işini Allah rızası için yaparsa o iş ibadet hükmünü alır. Niyeti bozuk ise de bir insanın yaptığı ibadetten bile kar ve kazanç elde etmesi mümkün olmaz.
Selam ve dua ile…