Büyük Cumhuriyet büyük bir mücadele sonunda Osmanlı Devleti’nin küllerinden doğan yeni devletin yönetim şekli olmakla bayrak bir milletin namusu, özgürlüğünün nişanesi, bağımsızlığının sembolüdür.
Biz bugün; Hastalıkta, sağlıkta, afetlerde, yangınlarda, hangi şartta olursak olalım, bu bayrağın altında dimdik durabiliyorsak bu, atalarımızın bizler ve bizlerin geleceği olan nesiller için verdiği soylu mücadeledir.
Ben, ne zaman ve nerede bayrağımızı görsem orada içimi bir huzur ve coşku kaplar.
Kurtuluş Mücadele’sinin kıvılcımını yakan Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bağımsız devletimizin kuruluşuna hizmet eden tüm Komutanların vatan evlatlarının aziz Ruhları şâd olsun!
Kurtuluş Mücadelesi, “Kayıtsız ve şartsız, bağımsız bir Türk Devleti kurmak” gibi kutlu bir ülkü ile başlayan, “Ya İstiklâl ya ölüm!” andıyla sonuç ve hedefe ulaşılan bir mücadele olmuş.
Kurtuluş Savaşı, bu dünyanın görüp görebileceği en şanlı ve aynı zamanda en zorlu savaşlardan birisidir. Düşman çoktu; dört koldan saldırıyordu, her türlü silaha ve sayıca üstün bir orduya sahipti. Lakin… bilmedikleri ya da farkında olmadıkları bir şey vardı; Bu millet hür doğmuştu, hür yaşardı ve bayrağının yere inmesine son kişi de toprağa düşene kadar izin vermedi. Kurtuluş Savaşı, var olmakla yok olmak arasındaki ince çizgide verilmiş ve yokluklar içinde kazanılmış bir var olma savaşı idi, tam dört yıl sürmüştür. Savaş meydanlarında, düşman tarafından kuşatılmış köylerde, şehirlerde senelerdir; kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla verilmiş kutsal bir mücadele olmuştu ve böylesi Cumhuriyet, yeni bir mücadelenin de başlangıcı oldu. Bu savaş düşman ile asker değil, düşman yoksulluktur, cehalettir, geri kalmışlıktan ibarettir olmuş.
Cumhuriyet, yurdun her yerine yayılacak olan bir seferberliğin ilk adımı olup, ayağında çarıkla gezen atalarımızın bastığı toprağa sahip çıkması idi.
Cumhuriyet, Bir tabak hoşafla tüm gün savaşan Mehmetçiğin elindeki kına olmuştu. Ve böylece cepheye yollarken eşini, oğlunu bir daha dönemeyeceğini, düşman nereden vuracak diye diye uyku uyuyamaması, Atalarımızın mücadelesi olmuş..
• Cumhuriyet kuruluşu, makineli tüfeğe karşı sabanla direnen atalarımızın mücadelesi. “Düşman için Geldikleri gibi giderler” diyebilecek bir kararlılığa ve inanca sahip olan Türk milletinin zaferidir.
Atatürk gibi düşünerek Dik durabilmek, yoksulluğu, geri kalmışlığı ve cehaleti kabul etmemek, tüm dünyaya Türk’ün gücünü yeniden göstermektir.
• Cumhuriyet alın teri ile, gözyaşı ile, dik durup bizlere korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için bırakılmış bir emanet olmuştur.
Emanetimize sahip çıkmanın en güzel yolu ise çalışmak ve daha çok çalışarak vatanı sevmektir. Çünkü Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; “Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapan atalarımızın mücadelesi ile kazanılmış Türk Gençliğine Armağandır.”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu, devletimiz payidar olsun. Gazetemizin saygıyla ve sevgili okuyucuları…