“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” Gazi Mustafa Kemâl Paşa
GİRİŞ…
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyet’in İlanının 100. Yıldönümü münâsebetiyle kaleme aldığım iki bölümden oluşan makalenin ilk bölümü bir önceki makalemde yayımlanmıştı. Bugün de ikinci ve son bölümünü konuya ilgi duyan okuyucular ile paylaşacağım.
GAZİ PAŞA’NIN GÖZLEM VE TESPİTLERİ …
Yeni Meclisin ilk döneminde gizli muhalefet yapan küçük bir grubun tuzağına düşmek durumuyla karşılaştığını değerlendiren Gazi, Hükûmet Başkanı olan Fethi (Okyar) Bey ve arkadaşlarının Hükûmet işlerini sağlıklı bir şekilde yürütemeyecek hâle getirildiğini, Fethi Bey’in bu durumdan defalarca şikâyetçi olduğunu ve Hükûmetten çekilmek istediğini belirtir. Bu kişilerin söz konusu makamlar için aday gösterilmelerini uygun bulmayan Gazi, HF içindeki muhaliflerin çektiği blöfe rest diyerek, Başvekil Fethi Bey ile diğer Bakanlara istifa etmeleri ve yeniden seçilecek olsalar dahi Kabinede görev almamaları için talimat verdi. Şimdi, muhalefetin kendi kabine listesini hazırlaması gerekecekti.
GAZİ PAŞA’NIN KRİZİ’İN GİDERİLMESİNE YÖNELİK HAMLELERİ…
Meclis içinde gizli ve muhalif bir grubun varlığını keşfeden Gazi Paşa, muhaliflerin kuvvetini ölçmek için onlara bir fırsat vermeyi düşünür. Gazi 25 ve 26 Ekim günleri, doğal başkanı olması sıfatıyla, Bakanlar Kurulunu Çankaya’da topladı. Ordunun idare ve komutasında herhangi bir zafiyet meydana gelmemesi için Gnkur.Bşk. Fevzi (Çakmak) Paşa dışındaki Bakanlara, görevlerinden istifa etmelerinin zamanı geldiğini, Meclis tarafından tekrar seçilecek olurlarsa istifa ederek Bakanlar Kuruluna girmemeleri gerektiğini söyledi ve bu hususta da onlarla mutabakat sağlandı. Böylece muhalif grubun Hükûmet kurmasına fırsat verilecek, hatta bir süre ona yardımcı da olunacaktı. Gazi böylece, renklerini açıkça belli ederek kendisiyle savaşa girmeleri için Meclis üyelerine meydan okumuştu ki bunu yapamayacaklarını da pekâlâ biliyordu.
HÜKÛMET KRİZİ VE ÜLKENİN HÜKÛMETSİZ KALMASI…
27 Ekim 1923 tarihinde Bakanlar Kurulunun istifasının ardından muhalif grup, yer yer toplantılar yaparak muhtelif Bakanlar Kurulu listeleri hazırlamaya başladı. Muhalefet grupları, Rauf Bey’in yokluğunda, aralarındaki uzlaşmazlıkları yatıştırmaya ve hepsinin onaylayacağı bir kabine listesi hazırlamaya çalıştılar. Bu durum 28 Ekim günü geç vakte kadar devam ettiyse de girişimlerinde başarılı olamadılar. Böylece aralarında fikir birliği ve ortak bir gâyesi olmayan muhalifler bütün çabalarına rağmen bir Bakanlar Kurulu listesi çıkaramayınca ülke için zararlı bir hükûmet bunalımı baş gösterdi. Gazi de Mecliste meydana gelen bu durumu anarşi diye niteledi.
GAZİ PAŞA BAŞKANIN ÇANKAYA’DAKİ ZİRVE…
Ülkenin, iki gün boyunca hükûmetsiz kalması üzerine Gazi harekete geçti. 28 Ekim 1923 akşamı Gazi, bazı yakın arkadaşlarını Çankaya’ya yemeğe davet etti. İsmet Paşa, Kâzım (Özalp) Paşa, Fethi Bey, Afyon Milletvekili Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey, Sinop Milletvekili Kemâlettin Sami (Gökçen) Paşa, Şark Cephesinde görev yapmış Halit (Karsıalan) Paşa ve Rize Milletvekili Yarbay Fuat (Bulca) ile birlikte ortaya çıkan Hükûmet bunalımının nasıl aşılacağına ilişkin düşüncelerini onlarla paylaştı. Gazi, Mecliste yaşanan zorluğun Anayasa’dan doğduğunu, çünkü yasama organı ile yürütme organı arasındaki ilişkilerin iyi düzenlenmediğini öne sürdü. Bu nedenle Anayasa’yı, cumhuriyetin ilanını mümkün kılacak şekilde değiştirmeyi teklif etti.
GAZİ PAŞA’NIN ÖNERDİĞİ MODEL…
Devletin başında Meclis tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı bulunacaktı. Cumhurbaşkanı, Başvekili seçecek ve isterse Meclise ve Vekiller Heyetine başkanlık edebilecekti. Başbakan ile Kabine, Meclisin onayından geçecekti. Sofrada bulunanlar Gazi’nin bu fikirlerine iştirak ettiler. Gazi, Fethi Bey ile diğer arkadaşlarına, izleyecekleri taktik konusunda talimat verdikten sonra, konuklar dağıldılar Konukların dağılmasını takiben baş başa kalan Gazi ve İsmet Paşa, sabaha kadar yaptıkları çalışmada, Cumhuriyet tasarısına, mevcut Anayasa üzerinde yapılacak birtakım değişiklikler hâlinde son şeklini verdiler. Anayasa’nın (sadeleştirilmiş Türkçe ifade ile “Hakimiyet; kayıtsız, şartsız milletindir. İdare usulü halkın geleceğini bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. şeklindeki) 1. maddesine Türkiye Devletinin hükûmet şekli Cumhuriyettir.” cümlesi eklenecekti.
29 EKİM’DEKİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ…
Ertesi gün her şey öngörüldüğü gibi cereyan eder. HF İdare Heyeti tarafından hazırlanan yeni Bakanlar Kurulu listesi de 29 Ekim 1923 sabahı toplanan HF Grubu tarafından reddedilir. Bu çabalardan da olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Anayasa değişikliği tasarısı, aynı gün öğleden sonraki HF Grubuna sunulur. Hükûmetin kuruluş şeklinde esaslı bir yanlışlık vardı. Mevcut durum, her milletvekilinin Bakan seçimine iştirak etmesini ve dolayısıyla milletvekillerinin her bir Bakan üzerinde etkili olmasını gerektiriyordu. Artık sakıncaları anlaşılmış olan bu sistem, Gazi’nin tavsiyelerine uygun olarak, düzeltilmeliydi. Kemâlettin Sami Paşa, bir gece önce Çankaya’da mutabık kalındığı üzere, Gazi’den hakemlik etmesini ister. Önerge oylanır, Gazi gelir ve milletvekillerine hitap eder. Gazi, ortaya çıkan Hükûmet bunalımın aşılabilmesi için Anayasa’da bazı değişikliklere gidilmesini gerekli gördüğünü belirtir ve İsmet Paşa da Anayasa Komisyonu’nun yaptığı değişiklikleri anlatır. Anayasa’nın 1. maddesine Türkiye Devleti’nin hükûmet şekli Cumhuriyettir. cümlesinin eklenmesini, 10. maddenin Türkiye Cumhurbaşkanı TBMM genel kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim devresi için seçilir.’, 12. maddesinin de ‘Başvekil, Reisicumhur tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer Vekiller (Bakanlar), Başvekil tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra tamamı Reisicumhur tarafından Meclisin onayına sunulur. şeklini almasını kararlaştırmıştı.
ENDİŞELER VE BU ENDİŞELERİN GİDERİLMESİ…
Bu tepeden inme değişikliğe içerleyen bazı parti üyeleri, şaşkınlık içinde mırıldanmaya başladı. Ancak Adalet Bakanı, bu yöntemin yeni bir icat olmadığını, sadece aslında var olan bir yasayı açıklığa kavuşturduğunu ileri sürdü.
CUMHURİYET’İN İLANI…
HF Grubu, birkaç itiraza rağmen, Anayasa değişikliğini ister istemez kabul etmek zorunda kaldı. Artık, Anayasa değişikliği teklifinin, o akşam Meclis tarafından onaylanması sadece bir formaliteden ibaretti. Aynı gün saat 18.00’de çalışmalarına başlayan Meclis, Anayasa değişikliği tasarısını kabul eder ve saat 20.30’da oturum başkanı “Yaşasın Cumhuriyet” der.
CUMHURBAŞKANININ SEÇİLMESİ…
Cumhuriyetin hükûmet biçimi olarak kabulünden sonra, yine aynı oturumda Ertuğrul (Bilecik) Milletvekili Dr. Fikret Bey’in cumhurbaşkanının hemen seçilmesine ilişkin önergesini kabul edilmesinin ardından saat 20.45’te gizli oylamayla yapılan cumhurbaşkanı seçiminde Gazi Mustafa Kemâl oylamaya katılan 158 milletvekilinin oybirliğiyle Cumhurbaşkanlığına seçilir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ MESUT, MUVAFFAK VE MESUT OLACAKTIR…
Cumhurbaşkanı seçilmesi münasebetiyle milletvekillerine bir teşekkür konuşması yapan Gazi, Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır temennisiyle sözlerini tamamladı. Toplantı, Cumhuriyetin gelecekteki mutluluğu için edilen dualarla son buldu. Cumhuriyetin ilânı, bütün yurtta 101 pare top atışıyla kutlandı.
ADI KONULAN VE BAŞI DA SEÇİLEN DEVLET…
Tarih 29 Ekim 1923’tü. Artık 23 Nisan 1920 tarihinden beri mevcut olan Türk Devleti’nin adı da konmuştu: Türkiye Cumhuriyeti. Cumhuriyete geçiş, “devlet başkansız devlet” şeklindeki istisnaî duruma son vermiş ve daha da önemlisi devletin zirvesindeki makamın da seçimle doldurulmasına imkân sağlamıştır.
ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLEN MADDELERİ VE GETİRDİKLERİ…
Cumhuriyet usulünün kabul edilmesiyle Anayasa’nın bazı maddeleri de değiştirilmiştir. Anayasa’nın düzeltilmek suretiyle değiştirilen bu maddeleri 1, 2, 4, 10, 11 ve 12. maddelerdir. Bu kanunla, bakan seçimindeki mevcut sistem de değiştirilmiş ve Kâbine Sistemine geçilmiştir. Yani artık Bakanlar, Meclis tarafından şahsen, gizli oyla ve ayrı ayrı seçilmeyecekti. Bakanlar sadece ayrı ayrı Meclise karşı sorumlu olmayacak, kabine olarak sorumlu tutulacaklardı. Yeni getirilen şekle göre, Türkiye Devleti’nin Başkanı olan Cumhurbaşkanı, Meclis üyeleri arasından birisini Başbakan olarak tayin edecek ve bu başbakan yine Meclis üyeleri arasından birlikte çalışacağı kişileri “bakan” olarak seçip, kabinesini oluşturacaktır. Böylece Başbakan ve Bakanlar tespit edildikten sonra, bu heyetin tümü, Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin onayına sunulacaktı.
DEVLETİN ZİRVESİ VE YENİ HÜKÛMET…
29 Ekim 1923 tarihinde Anayasa’da kabul edilen değişikliğine göre, ilk hükûmeti kurma görevi, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemâl tarafından 30 Ekim 1923 tarihinde, İsmet Paşa’ya verilmiştir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk Başvekili İsmet Paşa olmuştur. İsmet Paşa’nın seçtiği kabine, Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin onayına sunuldu ve oylamaya katılan 166 milletvekilinin oybirliğiyle Hükûmete güvenoyu verildi. Gazi’nin, Cumhurbaşkanlığa seçilmesi sonucu, O’ndan boşalan Meclis Başkanlığına da 1 Kasım 1923 tarihinde Fethi Bey seçildi. Cumhurbaşkanlığına seçilen Gazi Paşa, İsmet Paşa’yı Başbakan olarak atadı. Yeni Kabinede Fevzi Paşa Gnkur.Bşk.lığı görevinde kaldı, Kâzım Paşa da Millî Savunma Bakanlığı görevini sürdürecekti.
SONUÇ…
Böylece Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, bir yıldan beri sürmekte olan Anayasal rejim tartışmaları sona ermiş, Hâlifeyi yeni devletin başkanı görmek isteyenlerin beklentileri boşa çıkarılmış, 23 Nisan 1920 tarihinde beri edilen var olan siyasal erkin ve devletin adı konulmuş olunur.
Bu yıl 100. Yıldönümünü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin devleti ve milleti ile birlikte sonsuza dek güçlü, müreffeh, mutlu ve muvaffak olması dileğiyle…
KAYNAKLAR
AKBULUT, Dursun Ali; “İkinci Dönem BMM ve Cumhuriyetin İlanı”, Türkler, C. 16, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.
ATATÜRK, Mustafa Kemâl; Nutuk II, (Baskıya Hazırlayanlar: Birol Emil, Metin Has-Er, Mehmet Ali Aydın), 1. Baskı, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1973.
ARAZ, Nezihe; Mustafa Kemal’le 1000 gün, 4. Baskı, Dünya Yayınları, İstanbul 1995.
ARSLAN, Yavuz; “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti”, Türkler, C. 16, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.
AYDEMİR, Ş.Süreyya; Tek Adam Mustafa Kemâl (1922-1938), C. 3, 6. Basım, İstanbul 1978.
AYBARS, Ergun; Atatürk, Çağdaşlaşma ve Laik Demokrasi, 1. Baskı, İleri Kitabevi Yayınları, İzmir 1994.
ÇEÇEN, Anıl; Atatürk ve Cumhuriyet, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara 1981.
JEVAKHOFF, Alexandre; Kemâl Atatürk Batının Yolu, (Türkçesi: Zeki Çelikkol), İnkılâp Kitapevi, İstanbul 1998.
KINROSS, Lord; Atatürk Bir Milletin Doğuşu, 13. Basım, Akdeniz Yayıncılık.
KOCATÜRK, Utkan; Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, 2. Baskı, TTK Bsmv., Ankara 1988.
KURAN, Ercüment; “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu”, Türkler, C. 16, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.
MANGO, Andrew; Türkiye ve Türkler (1938’den Günümüze), (Türkçesi: Füsun Doruker), 2. Baskı, Remzi Kitabevi, İstanbul 2005.
TOYNBEE, Arnold J.; Türkiye (Bir Devletin Yeniden Doğuşu), Milliyet Yayınları, İstanbul 1971.