Nedir bu milletin CHP’den çektikleri? Cumhuriyet'i kuran parti olma iddiasındaki bu siyasî organizasyonda söz sahibi olan herkesin, ‘Cumhuriyetle’ ve ‘halkla’ mutlaka bir sorunu oluyor.
Bu durum, bir ‘genetik sorun’ haline gelmiş bulunuyor. Partinin tepesine oturandan, parti üyesi olmasa bile, dışarıdan omuz veren şarkıcı-türkücü-sahneci tayfasına kadar, hepsinin millete bakışında bir tuhaflık var.
Sağ gelenekten geldiğinden olsa gerek, bir o kalmıştı, halkı aşağılamayan.
İstanbul’un yarı zamanlı Belediye Başkanı, aynı zamanda CHP’nin ‘zamansız’ Eşbaşkanı Ekrem İmamoğlu’dan bahsediyoruz.
Nihayet o da CHP’li olmanın gereğini yaparak, halk düşmanlığını kustu.
Ev kadınlarını seçmenden saymayarak, artık ‘has CHP’li’ olduğunu kanıtladı.
CHP’lilik yarışında, Kemal Kılıçdaroğlu ile aşık atabileceğini gösterdi.
Onun hesabına göre; kadınlar CHP’ye oy veriyor.
AK Parti’ye oy veren kadınlar mı? Onlar sayılmaz. Çünkü eğitimsiz ve mesleksizler… Öyle diyor İmamoğlu, çıktığı televizyonda.
Çok görmüyoruz. Selefi Kılıçdaroğlu da CHP’ye oy vermeyen öğretmeni öğretmen saymazdı.
Aynı şekilde. Yargıçlar yargıç değil, sanatçılar ise 'yalakaydı.'
Çiftçiler ve emekliler ise, AK Parti’ye oy verdikleri için, ‘sürünmeyi hak etmişler’ idi.
Nedir, CHP’nin bu milletle sorunu?
Yahu, aşağıladığınız toplum kesimleri, bu ülke ahalisinin ezici çoğunluğunu oluşturuyor.
Burası Kuzey Kore değil; demokratik bir ülke. CHP farkında olmasa da Türkiye, Cumhuriyet'le yönetiliyor.
Yani iktidara gelmek için, vatandaşların vereceği oylara, her partinin ihtiyacı var.
Beğenmedikleri vatandaşların da seçimde oy kullanma hakkı bulunuyor.
Her ne kadar, CHP’li genlerini açık eden Aysun Kayacı nam sahne insanı, bir zaman büyük bir gafa imza atarak, ‘dağdaki çobanla eşit oy hakkı olmasına’ isyan etse de…
Oysa o beğenmediği çoban, Aysun Kayacı’nın da saygı ve sevgi duyacağı birkaç yüz canlıyı her gün yönetiyor. Hem de en az 10 ayrı uzmanlık gerektiren bir beceriyle…
Bu kafa, geçmişte de fırsat buldukça, bu ülkenin vatandaşlarını aşağılardı.
Mesela, Demokrat Parti’yi iktidara getiren halkı, ‘fasa fiso vatandaşlar’ diye aşağılardı.
Adalet Partisi ve ANAP’a oy verenler ise, CHP’nin hesabına göre, ‘ağzı çorba kokanlar’ idi.
Devri iktidarlarında, büyük ozan Âşık Veysel dahi, Ankara Radyosu’na gitmek istediğinde, kılık kıyafetinden dolayı Ulus’tan Sıhhiye istikametine salınmamıştı.
Mesele ‘kadın hakları’ olunca mangalda kül bırakmayan bu siyaset esnafı, ev kadınlarını ‘kadından saymıyor’ olmalı ki, onların oylarını önemsemiyor.
Geçmişte CHP’li bir Millî Eğitim Bakanı, “Millî Eğitimi çok güzel yöneteceğiz de şu okullar olmasa…” şeklinde bir laf yumurtlamıştı.
Bugünkü CHP de “Cumhuriyet çok güzel bir rejim; fakat şu halk olmasa…” demeye getiriyor.
CHP’lilerin, ününü ve değerini asla tartışmayacağı, Alman tiyatrosunun ve şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Bertholt Brecth’e atfedilen bir özdeyiş var: “Bu halkı beğenmiyorsanız, kendinize başka bir halk bulun…”
Kaldı ki, bizim için hiçbir önemi olmasa da tüm partilere oy veren insanların eğitim ve kültür düzeyi karşılaştırılabilir. Bu manada yapılacak ciddi bir kamuoyu araştırmasının, CHP’nin suratını düşürecek bir sonuç ortaya koyacağından da hiç kuşkum yok.
CHP, geçmişte bürokrasiye hâkim ve bu yolla her zaman iktidarın bir ucundan tutmuş olmasını, ‘ülke seçkinleri ve eğitimlilerin hepsinin CHP’li olduğu’ vehmine dayanak yapıyor. Ve durumun halen öyle olduğunu sanıyor.
Oysa azıcık kafasını kaldırsa da medyada CHP’yi destekleyen yazar-çizer tayfası ile Cumhur İttifakı partilerinden yana fikir beyan eden yazar-çizerleri kıyaslasa, kendi yancılarının entelektüel düzeyinin sıfırın altına düşmüş olduğunu görür.
Fakat CHP’de bunu yapacak kadar dahi basiret yok.
Sonra da çıkıp, bu ülkenin aklıselim insanlarını, çeşitli olumsuz sıfatlarla niteleme gafletinde bulunuyorlar.
Şimdi gel de bu kafaya, ‘irfan’ diye bir meziyetten bahset…
O irfan ki, ister okumuş ister okumamış olsun, bu toprakların ‘özüne bağlı’ her vatandaşında var olan bir temel niteliktir.
Tekrar soralım; nedir Türk milletinin bu CHP’den çektiği?