Değil mi Tanrı’nın ihsânı akl-ü kalb-ü lisan, Bu lûtfu etmelidir fikr-ü şükr-ü zikr insan

Esra Alkan

Sabah kahvenizin ya da bir bardak çay eşliğinde gazete sayfalarını çevirmeyi sevenlerden misiniz?

Yoksa haberleri sosyal medya veya kitle iletişim araçlarından mı takip ediyorsunuz?

Oysa bilenler bilir, gazete kâğıdının kokusu ve dokusuyla geçireceğiniz eşsiz dakikalar size bir geleneğin de son mirasçıları olduğunuzu fısıldar.

Bizde gazetenin macerası şu şekilde cereyan eder:

Osmanlı’da ilk gazete 1795 yılında Bulletin des Nouvelles adıyla Fransızlar tarafından yayımlanmıştır.

Türkçe ilk gazete 1828'de Kahire'de yayınlanmaya başlayan Vekayi-i Mısriye'dir.

Osmanlı İmparatorluğu sınırları dâhilinde 1831'de yayımlanmaya başlayan ilk resmî Türk gazetesi olan Takvim-i Vekayi, II. Mahmud'un isteği üzerine çıkarılmış ve devletin resmî sözcüsü olarak görev yapmıştır.

Takvim-i Vekayi kısa bir süre sonra, azınlıkların dillerinde de basılmıştır.

Yarı resmî olarak yayınlanan bir başka gazete ise 1840’ta İngiliz asıllı William Churchill tarafından Ceride-i Havadis adıyla çıkarılmıştır.

Bu gazetelerden hiçbiri halkın ilgisini yeterince çekmemiştir.

Osmanlının ilk özel gazetesi olan Tercümanı Ahvâl, işte böyle bir ortamda yayınlanmaya başladı.

Devletten yardım almadan ilk defa bir Müslüman Türk vatandaşı tarafından çıkarılması dolayısıyla Türk basınının başlangıcı kabul edilmektedir.

Âgâh Efendi, Tercümân-ı Ahvâl’in ilk sayısını 22 Ekim 1860 tarihinde neşretmiştir.

İlk sayılarında başmuharrirlik yapan Şinâsi, aslında gazetenin kimliğini belirleyen kişidir.

Gazetenin amacını ve yayın politikasını açıklayan “Mukaddime” de Şinâsi tarafından kaleme alınmıştır.

Böylece Türk basınında imzalı başyazı geleneğini ilk başlatan gazete olmuştur.

Âgâh Efendi, Şinâsi, Ahmed Vefik Paşa, Sarı Tevfik Bey, Mehmed Şerif Bey, Hasan Subhi Efendi gibi devrin önemli yazarlarının bulunduğu gazetede siyasi yazıların yanı sıra eğitim ve ekonomi alanlarında ilk eleştiri makaleleri yer almıştır.

Zaman içerisinde başka gazetelerin de yayın hayatına başlaması Tercümân-ı Ahvâl’in önemli ölçüde tiraj kaybına uğramasına sebep olmuş ve bu gazete altı yıl gibi bir süre çıktıktan sonra kapanmıştır.

Zaman içerisinde pek çok gazete basın dünyasında kendini ifade etmiş, hepsi kendi fikir iklimi içinde Türk basınına katkıda bulunmuştur.

Tarihsel gelişim sürecinden bu yana toplumların bilinçlenmesi ve gelişmesinde büyük emeği olan, kamuoyuna haber ve bilgi akışını tarafsız bir biçimde yansıtmayı amaçlayan, toplumsal sorunları dile getirirken demokrasi kültürünü yerleştirmeye çalışan, kamunun menfaatleri için doğru ve objektif habercilik yapan, gece gündüz demeden her türlü zor koşulda gerçeğin ışığında yol almamızı sağlayan, tarafsız ve güvenilir haberciliği kendine ilke edinmiş, erdemleri ve değerleri olan değerli basın mensuplarının 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nü kutlarım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.