Onlar her yerdeler…
Çok uzak gibi görünseler de, hemen yanınızdalar...
Bunların işi her dönemin değişmeyen modası ve mesleği…
Yıllar geçse de çağlar kapanıp, yeniçağlar açılsa da, modern dünya kurulsa da, insanlar uzay çağını yaşasalar da, değişmeyen tek meslek.
Bilgi çağı yaşıyor olsak da, tedavülde kalkmayan meslek.
Yeryüzünde dağlar, denizler, göler, şehirler, kıtalar, iktidarlar, yönetimler değişiyor ama tek değişmen meslek.
Hz. Âdem den günümüze kadar insanoğlunun kullandığı birçok aletler değişti fakat insanın değişmeyen tek mesleği hala ilk günkü gibi duruyor.
Her dönem alıcısı var, eskimiyor modası hiç geçmiyor.
Babasında oğluna, dedesinde torunun kadar geçiyor.
Parayla alınıp satılmıyor, her yerde kolayca bulunuyor.
İstekli olan her bedene uyuyor.
Lastik gibi mübarekler.
Mahalli seçimlerin yaklaşıyor, her dönemin değişmeyen meslek sahipleri ortalarda görünüyorlar.
Bunlar her seçimde aday olurlar, vekillik olmadı, belediye oda olmadı, encümen oda olmadı, muhtarlık.
Bunlar halkın menfaatine değil, kendi menfaatleri için el etek öperler.
Bugün yine onları meclisin kapısında, genel merkezlerin lokantasında görürsünüz.
Meslek sahipleri her türlü hünerlerini uyguluyorlar.
Bunlar cumhurlarına şiirler yazarlar, yüceltici sözler söylerler.
Bunların ekseri çoğunluğu aynı meslekten oldukları için kim daha marifetliyse o öne çıkar.
Adaylar arasında öylelerini tanıyorum ki, bunlar her yöne sünner.
Öyleleri var ki, her delikte geçiyor, omurgasız bunlar.
Çeksen de kopmuyor, esneklikleri o kadar olmuş ki.
Bunlar insanlar arsında rağbet gördüklerini mi sanıyorlar.
İnsanlar kendi içlerinde barınan bu tür sürüngenleri çok iyi biliyorlar.
Yinemi aday olmuş diyorlar.
Bunlara toplum dilinde yalaka deniyor.
Yalaka siyasette, bürokraside, belediyelerde, kurumlarda, dairelerde, üniversitelerde, şirketlerde…
Sayıları da gün gittikçe artıyor…
Yalakalık aslında bir ruh hali ve karakterdir.
Satıcısı ruhunu satar, alıcısı ise çevresindeki yalakalar üzerinden itibarının yükseldiğini zanneder.
Fırsat eline geçtiğinde altındakilerin ne ürettiğine bakmaksızın acımasızca ezer…
Bunlar var ya güce karşı her dönem sürekli tebessüm eder, el ovuştururlar…
Harekette ve zekâda çok kıvraktırlar…
Hayatında menfaati karşılığı olmayan hiçbir işi ve hesabı yoktur.
Bunların bütün hesapları menfaat ve çıkar üzerine.
Bunlarda din, iman, mezhep, tarikat, kıble, parti olmaz.
Bunların tek dini var oda yalakalık.
Yalaka dudaklı, el, ayak, hangi organ önüne çıkarsa öper.
Hayatında ilke, kural, erdem ve gerçek yoktur.
Küçük menfaatleri için koca ormanı ateşe verebilir.
Yalaka için arkadaşlığın, dostluğun, kardeşliğin değeri yoktur.
Bunlarda kimlik ve kişilik aramayın.
Hacı şakır sabunu gibi elinizde kayıp giderler.
Ay çekirdeği gibi güneşe göre yer değiştirirler.
Yalakalığın üniversitesi, medresesi, mektebi, tekkesi, fabrikası yok.
Her mevsimin meyvesi gibi her toprakta bitiverirler.
Bunlar her yanımızda mevcutturlar.