Demir nasıl kızıştı?

Selami Mutlu

Karşıt düşüncede olanları illet, vatan haini diye nitelendirirsen millete zillet diye hakaret edersen, gittiğin her yerde çıktığın her meydanda şiddet dilini kullanıp senin yolundan gitmeyenleri terörist diye suçlarsan, işte o zaman meydanlara sığmayan o topluluklar kızgın demire dönüşür. Halka mal olmuş bir parti liderine organize edilmiş bir güruh tarafından linç edilmesine duyarsız kalıp yirmi dört saat sonra kınamaya kalkarsan, yumruk atanın tutuklanıp yargılanması gerekirken, serbest kalmasına setirci kalırsan, ait olduğu parti üyelerinin ileri gelenlerince ellerinden öpülmesine tepki koyamasan, işte o zaman demir kızışır. Soğutalım desen bile soğumaz.

TBMM de temsil edilen bir parti başkanına meydanlarda “Sen vekil bile değilsin hapse girmen kolay olacak” diyerek tehditler savurursan, izlenen yanlış ekonomik-tarım-sanayi politikalarıyla, ülkeyi savaş yıllarının yokluğuna sürüklersen, yığınla işsiz ordusu yaratırsan, milletin malı olan ve Cumhuriyetimizin, Ata’mızın yaparak bıraktığı varlıklarımızı fabrikalarımızı yok edercesine, elin Arap’ına satarsan, işte o zaman meydanları dolduran insanlar kızgın demire dönüşür. Hak-hukuk-adalet isteyenleri, mesajlaşanları, gazetecileri doğruyu seslendirenleri tutuklayıp, parti liderine, TBMM Başkanvekiline linç girişiminde bulunanların salıverilmesine göz yumarsan işte o zaman bunu gören yığınlar “Nasıl olsa herhangi bir parti liderini yumruklarsam serbest kalırım, Bende gider diğer bir partinin siyasi muktedirini yumruklarım” demesine neden oluşturursun.

Eleştiri ve fikir özgürlüğünü kullanan gazetecileri, vatan hainliği ile suçlayıp hapse atarsan, FETÖ’ ye karşı savaş verenleri FETÖ destekçisi diye tutuklayıp asıl FETÖ destekçilerinin medyada yer alan boy-boy fotoğraflarına karşı suskun kalıp herhangi bir girişimde bulunmazsan, Bu cennet gibi vatanın adamı bile eksen yeşerecek olan toprakları dururken yanlış tarım politikalarının sonucu boş olarak kalmasına neden olursan, samanı-soğanı- patatesi bile ülkeyi ithal eder duruma getirirsen “Ey” çekip sonra avuç açtığın İsrail’den gübre-tohum-kimyasal ürünleri v.s alırsan, kimsenin Çamlıca Tepesi’ne çıkıp asla doldurulamayacak bir cami yaparak israfa neden olursan işte o zaman yığınları oluşturan insanlar kızgın demire dönüşür.

Kendin antrikot, ejder meyvesi yiyerek karada- havada seyahat edip saraylarda oturacaksın halkını da yokluğa mahkûm edip patates-soğan kuyruğuna sokacaksın. Ülkede enflasyon çift rakamlarda seyredecek sanayi dip yapacak yığınla işsiz ordusu oluşacak, halkımız meydanlarda açım diye feryat ederek kendini yakmaya, intihara kalkacak, elektrik-gaz-su parasını ödeyemedim diye yurttaşın üzerine benzin döküp kendini yakacak. Ailelerin bin bir zorlukla okutup yetiştirdiği gençler, üniversite sınavlarına girmek için,  alın teri dökecek, çuval dolusu parayı dershanelere vererek üniversiteye girecek, ülkesinde savaş var diye kaçan,  vatanına ihanet edercesine “ülkesinde kalarak savaşmak yerine”,  Türkiye’ye gelenlere hastaneleri bedava, üniversiteye girişi sınavsız yaparak üstelik bir de maaşa bağlarsan, işte o zaman meydanları dolduran yığınlar kızgın demire dönüşür.

Geçmiş yılların siyasilerinin söylemi gibi “Dün dündür bu gün bu gündür” dercesine söylediğin sözler dün başka bu gün başka ve inkârı gerektirecek söylemlere dönüştükçe, üstünü örtmeye kalkışırsan, bu gün dile getirdiğin “Türkiye ittifakını kuralım, toplumda gaz sıkışması oluştu” sözlerine kim inanır, kim güven duyar? Güven kaybı yaşayan toplum sana nasıl inanır? Güven ortamı ve demokrasinin sağlanamadığı yerlerde ekonomiye-tarıma-sanayiye yatırım yapılır mı? Seçim zamanı camilerde ait olduğun partinin masaları kurularak toplantı yapılacak imamlar partiye oy vermeyenler kâfirdir. Oy verenlerin yeri cennettir diyecek ve buna göz yumacaksın. İşte o zaman yaptığın Türkiye ittifakı-gaz sıkışması var gibi sözler havada kalır inandırıcı olmaz.

İlkeleri ve kuralları olmayan bir ittifaka kim olur verir? Daha ülkesinde milli ittifakı sağlayamayanların şark kurnazlığı yaparak kaybedilen büyükşehir belediyelerini kendi kuralları ve yarattıkları devlet tekelinde eritmeye çalışma kurnazlığına kim kabul gösterir? İşte bunun işin demir kızışmıştır. Kızışan halkın iradesidir. İşte bunun içindir ki bu dille bu tutumla bu demir soğutulamaz. Ancak kızışan halkın iradesi demir değil çeliğe dönüşür.