Çok övünülerek pazarlanan ve yere göğe sığdırılamayan, her konuda uçacağımızı belirten kurumsallığı bitiren kişi sistemi kağıttan kaplan olduğunu hepimize canlı canlı ispatladı.
Demek ki neymiş büyüklük lafta ve hamasette değil, uygulamada, sahada olmalıymış! İyi niyetli vatandaşımıza dış güçler diye pazarlanan, gerçekte ise ilk yardıma gelen ağırlıklı olarak Avrupa Birliği devletlerinin uluslararası kurtarma ekipleri saatler içerisinde memleketimize gelerek havaalanından AFAD’ı aradılar.
Üzülerek belirtmek gerekir ki AFAD’ın kendisi kurtarılmayı ve saniyelerin altın değerinde olduğu bir zamanda üstten verilecek talimatı bekliyorlarmış, insanlar enkaz altında inleye inleye öldüler bunun hiç vebali olmayacak mı beyler! Yazık hem de çok çok yazık…!
Deprem öncesi 2019’da büyük yetkili sorumluların gözetiminde yapılan simülasyonlu tatbikatın 1 saniyesini bile uygulayamadılar bu bölgede ne yazık ki AFAD’ın kendisi tam bir “AFET” oldu maalesef olanda bölgede yaşayan milyonlarca vatandaşın canlarına, mallarına mal oldu, AFAD tam manası ile sadece ışıltılı tabeladan ibaret olduğunu hepimize canlı canlı ispatladı.
Maşallah AFAD’ın sadece kadrolaşma ve unvan dağıtım yeri olduğu, işi bilen ve tecrübeli olanın taa Tanzanya’ya gönderildiği, depremden sonra deprem koordinatörü yapılarak acele Tanzanya’dan göreve çağrıldığı, böylece depremin (D) harfini bilmeyen liyakatsiz atamalar kanıtlarla ve örneklerle ispat edilmiş oldu.
Allah için Haklarını yemeyelim AFAD’ın Ankara Eskişehir Yolu üzerindeki merkez binasının önündeki altın rengindeki ışıltılı tabelası ile televizyondan deprem seyredenlere çalışıyorlar algısı oluşturacak üzerinde ışıltılı AFAD yazan yelek konusunda vallahi süperler.
Tabelayı ve ışıltılı yeleği gören saf vatandaş kanabilir de bu internet çağında dünyanın farkında olanları kandıramazsınız beyler. Altın renkli ışıltılı tabelalı AFAD’ın, büyük unvanlı yetkilileri; Depreme maruz kalan veya kalacak olan bölgelerimiz için ışıltılı yelek değil de; Çadır, konteyner, uzun ömürlü kuru gıda, soba, odun, kömür, araç, gereç depolamanız gerekmiyor muydu? Ey ey mübarekler.
Ankara’da güzel koltuklarda oturarak yapılan 2019 deprem tatbikatlarının sahada uygulanması gerekmiyor muydu? Ey ey muhteremler, geç müdahale nedeniyle enkaz altında donarak ölenlerin hesabı sorulmamalı mı? İnançlı olduğunu iddia eden ey ey liyakatsız yöneticilerimiz! Deprem bölgelerindeki belediyeleri yüksek kat konusunda uyarmanız gerekmiyor muydu?
Deprem konusu ilgili kamu kurumları ve belediyeler ile ortak hazırlık yapmak gereksiz miydi? Anlı, şanlı büyük unvanları olan yetkililer sizlere bunu bu ülkeye vergi veren, askerlik yapan vatandaşlar olarak sormak hakkımız değil mi? Sınıfta saldı AFAD hem de eksi not bile almayarak, alamayarak çünkü eksinin bile matematikte karşılığı var o nedenle eksik hem de çok eksik AFAD yönetimi demek en doğru değerlendirme olur.
Bu depremde şu anlaşıldı ki AFAD’ın adı bile olumsuz çağrı yaptığı için acilen değiştirilmeli. Yeniden bir Afet Kurumu kurulmalı bu kurum kesinlikle hükümet, belediye hiç bir yere bağlı olmamalı, tam bağımsız özerk toplumun her kesimiyle birlikte uluslararası kurumlarında saygı duyacakları bir yapı olmalı, hiç bir yere bağlı olmamalı, hiç bir yerden talimat beklememeli, saygın kuruluş olmalı, merkez ve taşra yönetimlerinde deneyimli jeofizikçi, jeomorfolog, jeoloji, jeodezi mühendisleri, deprem mühendisleri olmalı bilime önem veren yetkin yöneticilerce yönetilmeli.
Depolarında ise; Battaniyeden, kazma küreğe, uçaklarından, helikopterlerine, gemilerinden, kepçelerine, vinçlerinden, koruma kasklarına konteynerden, kuru gıdaya, çadırından, büyüklü, küçüklü giyim kuşamına, seyyar mutfaklarından, sobasına, hijyen malzemelerinden, odununa, kömürüne, el fenerinden, termal kamerasına, seyyar WC’sinden, jeneratörüne, pilinden bilumum acil ihtiyaç maddelerine yetecek kadar olmalı. Çalışan kadrosunda ise; Kazma kürek işçisinden, deprem bilimcilere, acil arama kurtarma ekiplerinden, madencisine, dalgıcından, kurtarma köpeklerine her şey olmalı.
Her vilayette ise; Mutlaka il temsilcilikleri ile acil işbirliği yapacak bölgesine göre ormancısından, madencisine, karayolu işçisinden, itfaiyecilerine gönüllü vatandaşlardan, sivil toplum kuruluşlarına içinde herkesin sorumluluk aldığı ve hesap verebildiği bir BAĞIMSIZ KURUM olmalı ki o zaman bu kuruma da herkes amasız, fakatsız GÜVENİR GÜVENİR GÜVENİR…!