Depremin bölge ve ülke tarımına etkileri

Dr. A. Ahmet Yücer

Kahramanmaraş merkezli on ilimizde büyük tahribata yol açan 6 Şubat 2023 depremi, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 16’sını doğrudan etkilemiş, resmi kayıtlara göre yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybederken, 100 binin üzerinde kişi de yaralanmıştır. Bölgede yaşayanlara ve yerel kaynaklara göre gerçek rakamların bunun çok üzerinde olduğu ifade edilmektedir.

İlk etapta herkes can derdine veya yakınını enkazdan çıkarma derdine düştüğünden diğer konular tali kalmıştır. Ancak daha ilk gününün akşamından itibaren sağ kalanların soğuktan korunma, barınma ve sonrasında da beslenme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Bu sıralama insanın aklına aslında Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini getirmektedir. Güvenlik, barınma ve beslenme gibi fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasındaki yetersizlikler çaresizlik yaşayan bölge halkının zihninde travmalara yol açmıştır. Kolay kolay unutulamayacak olan bu travmaların siyasi ve sosyal yansımaları olması kaçınılmazdır.

Herkesin can derdinde olduğu, daha elektrik-su-iletişim gibi temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı afetin ilk günlerinde “tarıma etkileri nelerdir” diye bir soru sorulsa abes karşılanabilirdi. Ancak ilerleyen günlerde beslenme ihtiyacını karşılayan sektörün etkilenme düzeyi konuşulmaya ve sorgulanmaya başlanmıştır. Tarım Bakanlığı bu kapsamda bazı çalışmalar yürütürken üniversite çevrelerinde de sempozyumlar ve konferanslar düzenlenmektedir.

Eski bir bakanlık çalışanı ve tarım politikalarına kafa yormuş biri olarak bu konuda yaptığım değerlendirmeyi aşağıda ilgililerin dikkatine arz ediyorum

Türkiye’deki tarım alanlarının %16'sı deprem bölgesinde bulunmaktadır. Bitkisel üretimin %20'si ile hayvansal üretimin %15'i bu bölgeden elde edilmektedir. Bu oranlar dikkate alındığında depremin toplam tarımsal üretimi ve buna bağlı olarak ürün fiyatlarını ne denli etkileyeceği açıktır. Depremin tarım sektörüne etkileri tasnif edilerek somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

1) Çiftçilerin can kayıpları; Kırsalda yıkılan evlerde çok sayıda çiftçi veya ile bireyi hayatını kaybetmiştir. Toplam can kayıplarına ilişkin resmi açıklamalar inandırıcı bulunmadığı gibi hayatını kaybeden çiftçi sayısı konusunda da net bir şey söylemek mümkün değildir.

2) Çiftçi ailelerinin köyden göç etmesi; hayatını kaybetmeyen yaşlı çiftçiler can güvenliği, barınma veya sağlık gerekçeleriyle diğer şehirlerdeki yakınlarının (oğlunun-kızının) yanına göç etmiş ve tarımsal üretimi terk etmişlerdir. Bunların sayısına ilişkin de somut bir veri bulunmamaktadır.

3) Tarımsal işgücü ihtiyacı; Bölgeden diğer illere yoğun bir göç dalgası yaşanmıştır. Bu nedenle işçiye ihtiyaç duyulan üretim ve hasat döneminde geçici tarım işçisi tedarik sıkıntısı yaşanması beklenmektedir.

4) Arazileri tahribatları; Depremde fay hatları buyunca tarım arazilerinde farklı derinlik, uzunluk ve genişlikte oluşan kayma, kırılma ve yarıklar nedeniyle arazi işleme zorlukları meydana gelmiş hatta bazı alanlar tarım dışına çıkmıştır.

5) Büyük ve Küçükbaş hayvan zayiatları; yıkılan ahırlar ve ağıllar altında kalan çok sayıda hayvan telef olmuş, yem depoları hasar görmüş ve yemler kullanılamaz hale gelmiştir.

6) Yeni yerleşim yerleri; Geçici yerleşim yerleri (çadır ya da konteyner kentler) ve kalıcı konutların yine tarım arazilerine kurulması nedeniyle birçok alan maalesef tarım dışına çıkarılmaktadır. Afetin boyutu ne olursa olsun maalesef ders alma kapasitemizin yetersiz olduğu görülmektedir.

7) Sera hasarları; Depremde birçok sera tahrip olmuş veya evine giremeyen çiftçi aileleri kırsala çadır ulaşmadığından seralara yerleşmiş seraları konut olarak kullanmaya başlamışlardır. Seralar üretim alanı olmaktan da çıkmış ve mevcut ürünler de maalesef tahrip olmuştur.

8) Tarımsal girdi ve alet makine hasarları; Traktör ve biçer-döver gibi birçok tarım aleti yanında bahar dönemi ekilişi için hangarlarda bekleyen tohum ve gübre gibi girdiler de hasar görmüştür.

9) Girdi tedarik zinciri; Tarım Kredi Kooperatifleri başta olmak üzere tarımsal ilaç, gübre, yem bayileri ve bu bayilerin depoları hasar görmüş ve girdi tedarik zinciri bozulmuştur. Bölgede hayvanı olan çiftçiler ilk günden itibaren yem tedariğinde ciddi sıkıntılar yaşamışlardır.

10) Yeni tarımsal yatırımların ertelenmesi; TKDK tarafından onaylanmış yeni tarımsal yatırım projeleri (hayvancılık, sera, gıda işleme vb) yatırımcıların can ve mal kayıpları nedeniyle yapılamayacak veya yapımına yeni başlananlar maalesef yarım kalacaktır.

11) Pazarlama zinciri; Bölgedeki sebze halleri ve süt işleme tesisleri başta olmak üzere gıda işletmeleri zarar gördüğünden tarım ve hayvancılık ürünleri pazarlamasında kısmi sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle ilk etapta süt toplama sistemlerinin faaliyete geçirilmesi ve sütleri dökülmekten kurtarılması gerekmektedir.

12) Soğuk hava depoları ve silolar; Hasar gören birçok soğuk hava deposundaki tarımsal ürünler zayi olmuştur. Sağlam kalan soğuk hava depolarına da bölge dışından gelen gıda yardımları stoklandığından bu depolar yeni üretim döneminde muhtemelen kullanılmayacaktır. Diğer yandan TMO’nun veya lisanslı depoculuk yapan firmaların hububat siloları patlamış ve zarar görmüştür.

13) Gıda işletmeleri; Başta fırınlar olmak üzere çok sayıda gıda işletmesinin yıkılması ve evinde kendi yiyeceğini üreten ailelerin çadırlara taşınması nedeniyle bölgede yaşayan insanların günlük gıda ihtiyacını karşılama ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bölge insanının gıda tedariğinde aşevlerine muhtaç olması, bölgenin uzun bir süre daha bölge dışına bağımlı olmasına yol açmıştır. Bu konuda sürekli bir gıda ve su dağıtım sistemine ihtiyaç duyulmaktadır.

14) Kredi borçlarının yapılandırması; Kredi kuruluşlarına borçlu çiftçinin borcunu vaktinde ödeme gücü kalmamıştır. Kredi faizlerin silinmesi, ödemelerinin yapılandırması ve vadelerin ertelenmesi gerekmektedir.

15) Elektrik borçlarının yapılandırılması; Kredi borçlarına benzer şekilde elektrik dağıtım şirketlerine olan borç faizlerinin silinmesi, vadelerin yapılandırması ve ödemelerin ertelenmesi gerekmektedir.

16) Tarım sigortaları; Sigorta şirketinin tazminat ödememek için mazeretler (ihbar yapılmadı, ihbar geç yapıldı, hastalık önceden başladı vb) üretmekten vazgeçmesi ve poliçede öngörülen tazminatları öncelikle ödemesi gerekmektedir.

17) Gıda enflasyonu; Ülke genelinde deprem bölgede ilk hasadı yapılan ürünlerin (kuru soğan vb) hasadının gecikmesi tüketici fiyatlarını hızla artırmış bu da gıda enflasyonunu olumsuz etkilemiştir.

18) Tarımsal verimliliğin düşmesi; Can güvenliği beslenme ve barınma derdine düşmüş olan çiftçinin mevcut tarımsal üretim faaliyetlerini (yazlık ürünlerde toprak işleme ve tohum ekimi, hububatta ilaçlama, meyvecilik ve bağcılıkta budama, çapalama vs) gerektiği ölçüde yapamaması tarımsal verimliliği düşürecektir.

19) Kırsalda çevre kirliliği; Kentsel kirliliğin ve inşaat molozlarının kırsala transferi, arazi kenarlarına veya derelere taşınması üretim alanları, doğal hayat ve yeraltı suları için tehdit oluşturmaktadır. Buna molozların Hatay’da kuş cennetine dökülmesi bariz örnek oluşturmaktadır.

20) Tarımsal personel tayin ve atamaları; Bölgede görev yapan depremzede mühendis-veteriner ve diğer tarım teşkilatı personelinin diğer illere tayin talepleri ile diğer illerden bölgeye gelmek isteyenlerin tayinleri, tayin mevsimi beklenmeden yapılmalı ve bölgeye yeni personel atamaları yapılmalıdır.

Sonuç olarak; bütün bu etkiler ve bunlara karşı alınacak tedbirler çok sayıda bakanlığı, yerel yönetimi ve sivil toplum kuruluşunu ilgilendirdiğinden çözümün sadece Tarım Bakanlığı’ndan beklenmemesi ancak bakanlığın da daha etkin bir çalışma yürütmesi gerekmektedir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.