DEVA olsun diye SAADET, GELECEK’ti ama masayı terk ettim

Dursun Erkılıç

Haftalardır CHP üzerine kalem oynatıp kelam edince başka konulara yönelmekte zorlanıyor insan!

Politika Kasabasının miras bulmuş mağribisi gibi Meclis’te sandalye istifleyen Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu’nun keyfi yerinde. Gelecek için DEVA olsun diye Saadet ararken; istifin taşeronluğunu yapan ve adeta bir tenzili rütbe felaketi yaşayarak gelmekte olanlıktan gitmekte olanlığa düşen Kemal Kılıçdaroğlu’nun hali pür melalini dert etmeden ‘grup’ peşine düştüler…

Ancak olmadı…

***

Siyaset böyledir; 30 kişilik grup kurarak TBMM’de güçlü bir sese dönüşmek ve pek çok maddi/manevi imkana kavuşmak, daha da önemlisi vatana, millete hizmet etmek varken; “Küçük olsun benim olsun” şehveti, kendi kendine esir eder insanı…

Şahsi görüşüm; Kurban Bayramı sonrası yeniden ‘grup’ çalışması yapacakları ve büyük ihtimalle bir anlaşma yolu bulacakları yönündedir. Ancak Yerel seçimde herkes kendi partisini test etmek hatta başka ‘ittifak’ yolları arayarak başkanlıklar kazanmak istiyorlarsa bu da bir tercihtir. Kılıçdaroğlu’nun siyaset gerçeklerine uymayan ‘hesap hatası’ koskoca CHP içinde zelzele yaratmışken, istedikleri kadar belediye başkanlığı kazanma konusunda bir sonuç alabilirler mi göreceğiz…

Konunun açılımı geniş olunca asıl olandan uzaklaştık. Dönelim…

***

14 Mayıs’ın en kârlısı Ali Babacan, TBMM’de grup kurmayla ilgili sürecin (şimdilik) fiyaskoyla sonuçlanmasını değerlendirirken, DEVA Partisi’nin Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’yle kurulması planlanan ortak grupta yer almayacağını söyledi.

Gerekçesini de şöyle dile getirdi:

- Onlar muhafazakar… İstanbul Sözleşmesi’ne olan yaklaşımları sebebiyle reddettik.

***

BABACAN, DAVUTOĞLU, KARAMOLLAOĞLU MASASI

Hal böyle olunca, durumu yerinde göreyim diye Politika Kasabasının şeyhanesine uğradım. ‘Zararlı madde’ masalarının ötesindeki muhafazakâr masaya yakın bir yere konuşlandım. Hararetli bir tartışma vardı ama Putin’i kurtarma planı yapmadıkları kesindi! Kulak kesildim…

Ali Babacan, yamacındakilere HDP güzellemesi yapıp, muhafazakarlık nutku atıp, İstanbul Sözleşmesi’nin ne menem gerekli olduğunu anlattıktan sonra, merhum Barış Manço’ya selam yolladı:

- Gamzedeyim DEVA Bulmam…

Yanlış anlaşılmak istemiyordu, şarkıdan tornistan verdi mesajını:

- Garibim, hiç grup kurmam!

***

Gelecek de bir gün gelecek havalarındaki Ahmet Davutoğlu ise gelmekte olan gelmeyince, Babacan’a merhum Ahmet Kaya ağzıyla ‘Geleceğim’ diyerek isyan bayrağı açtı:

Geçici ayrılık benimkisi / İlk yaz çiçeğine gebeyim / Ağıtlar yakmayın adıma / Ben ölmedim ölmeyeceğim

İsyanı ilgiyle karşılanmayınca sesini yükseltti:

Can, canım, canlarım / Hazır mı koynunuzdaki yerim / Gün olur gecikmiş çocuk gibi / Bağıra çağıra gelirim

***

Bu işler bizden geçmiş bezginliğindeki Temel Karamollaoğlu, bir anda, “Benim bunlardan neyim eksik” diyerek titreyip kendine geldi!

Merhum Yıldırım Gürses’in “Son Mektup” unu çıkarıp terennüme başladı:

Anla artık, anla beni / Unut bütün geçenleri / Bitsin her şey bütün aşkım / Bunu senden diliyorum / Son mektubu yazarken ben / Saadetler diliyorum

Babacan’ın kendi dünyasında olduğunu görünce, şarkıdan tornistan son bir hamlede bulundu:

Biliyorum ayıracak bu son mektup üçümüzü / Bu son mektup koparacak yıllar süren sevgimizi

***

Bu kadar dram ağır geldi! Masayı terk ettim!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.