Geçtiğimiz günlerde içimizi acıtan bir sahneye şahit olduk. Üniversite sınavına girecek bir öğrenci sınavın başlama saatinden önce geldiği halde ÖSYM’nin keyfi tutumu olan sınav saatine 15 dakika kala öğrenci girişinin yasaklanması uygulamasından dolayı sınava girememişti. Gencecik bir çocuğun-tamamen keyfi- bir kural yüzünden bir senesinin kaybolduğuna tepki vermiştik de YÖK Başkanı hiç de ikna edici olmayan bir açıklama yapmıştı.
Bilenler bilir ben bir Diyanet mensubuyum. Diyanet'in bizim için uygun gördüğü bir sınav var ve yılda bir kez yapılıyor. Daha önce sınavları Diyanet İşleri Başkanlığı yapardı ve sınavlar biraz daha "bizlik" olurdu. Sonra ÖSYM'ye aktarıldı ve soruların niteliği tartışılır hale geldi. Bu da bir tarafa tıpkı üniversite sınavına giremeyen genç arkadaş gibi bu sınava da sınav süresine 15dakika kala girişler yasaklandı. Ben teklif ediyorum görev süresi 4 yıl olan YÖK Başkanının görevinin bitmesine bir yıl kala başkanlıktan alınsın. Sebep olarak da evet bu sizin hakkınız ama sizden sonra gelecek başkana hazırlık yapacağız o yüzden sizi artık bu makama alamayız desinler! İnsanlara bir hak verip sonra da o hakka uygun davranmamak deli saçması bir durum. Evet ben de sınava on dakika kala yetiştim ve tabi ki salona alınmadım! Neden? YÖK kararı! Ama sınav saati gelmedi!
Bu, sinirle yazılmış bir yazı değil, tamamen samimi duygularla söylüyorum. Bence bu kurum lağvedilmeli. Sınavları denetleyip düzenleme işi Devlet Su İşleri'ne bırakılmalı. Zira onlar halkı mağdur edecek her hangi bir hata yaptıklarında tepkileri ciddiye alıp düzeltme yoluna gidiyorlar. Ya da YÖK Başkanı görevden alınsın bakalım hakkın olanın elinden alınması nasıl oluyormuş! Ayrıca bu ülkede en ucuz tükettiğimiz şeylerden birisi su, belki sınav ücretleri de suya nispet edilir de sudan ucuz der, girdiğimiz sınavlara başvururken "burası Türkiye Sömürü Cumhuriyeti" demekten vazgeçeriz. Ne dersiniz? Sizce de güzel olmaz mı?