Dijitalleşen dünyada artık tüm oyunların kurallarının değiştiğini daha net ve açık gözlemliyoruz. Girişim dünyası da bu değişimden payına düşeni aldı. Gerek Türkiye’de gerek dünyada yeni trend olan startup ile kısa bir zamanda yılların şirketlerini, firmalarını, markalarını kuruluşlarını geride bırakacak gelir elde etmek herkesin hayali, amacı haline gelmiş durumda. Gençler birkaç yıl içinde yılların ticari işletmelerini, şirketlerini geride bırakacak kazanç elde etmek istiyorlar. Kısa zaman diliminde milyon dolarlık işlere imza atmak nasıl olacak. Yanlış yoldalar mı? Hayır. Yapılamaz mı? Tabiki de yapılabilir. Bunu başaran ve başarı hikayesini kitleler ile paylaşan startuplar var. Biz kendi gözlemlerimiz çerçevesinde startup’ın eksilerini ve artılarını ele alacağız.
Çok komplike konu olması nedeniyle ilk olarak can alıcı, dikkat edilmesi gereken hususlar üzerinde durmak istiyorum. Çünkü fikir babasında, fikrin uyanmasından, fikrin ürüne dönüşmesi ve projenin son halini alması aşamasına, yatırımcı ile buluşup küresel veya yerel pazarda ürünün kendine yer bulması meşakkatli bir iştir.
Girişimci tarafından ön görülemeyen ama startup’ın olmazsa olmaz kıstasları iyi belirlemeli kendi içinde algoritması olan bu süreci çok iyi, sağlıklı ve detaylı bir planlamalıyız. Çevremizde çoğu defa şahit olduğumuz “Biz bu işe bir girelim de ardı arkası gelir” “Kervan yolda düzülür” mantığı ile girişimde bulunmak, profesyonellikten uzak olduğu gibi bizleri istemediğimiz bizi farklı mecralara sürükler. Sonrasında çevremizde çoğu defa girişimde bulunduk ama başarısız olduk ve çevrenin piyasa şartlarının suçlandığı klasik ifadeleri duyuyoruz. Planlamamızda piyasayı iyi analiz etmek, piyasanın ihtiyaç ve açıkları doğru görmek, doğru zamanda piyasada yer almak, yer alacağımız pazarda benzer ürünlerin olmadığı araştırmak, kendinizi iyi ifade etmek gibi kriterlere önem vermeliyiz.
Startup öncelikle güvenebileceğiniz bir ekip, takım işi veya ortaklar bütünüdür. Kendine ait bir iş ahlakı, etiği, iş birliği, işbölümü ve dinamiği olan bir yapıdır. Biz ve bize yakın toplumlarda masa başında kamyon kamyon fikirler konuşulurken işin aktif olarak yapılacağı sahaya yansıtılacağı sırada maalesef kişi sayısı azalmaktadır. Ayrıca çalışma saatlerin esnek olduğu kadar çalışma tarzıyla yoğun stresli bir yaşam sizleri beklediği de aşikar. Startup içten yanmalı motor gibidir devamlı olarak hem kendini hem ekibini, takımını desteklemeli ve motive etmelisin. Mesai bitti artık dinlenebiliriz diyebileceğiniz, kendinize ve sosyal çevrenize ayırabileceğiniz zaman dilimi yok denilecek kadar azdır. Mesai saati olarak 7/24 harcandığında dahi daha fazla zamana ihtiyaç duyabilirsiniz. Mesai bitimi olarak genellikle projenin, ürün halini aldığı ve müşteri kitlesine ulaştığı zaman olarak düşünülmekte fakat benim kanım bir startup “non stop” yoluna devam eden yeni projeler peşinde koşan bir maceraperesttir. Gitmesi gereken çok yol görmesi gereken çok yer vardır. Erken yaşlarda startup başlamak yerine benim tavsiyem var olmak istediğiniz projelere yakın çalışmaların içinde yer alıp zincirin bir halkası olmak ve yaklaşık 3-5 yılını bu projelerde çalışmalarını tamamlayıp olgunlaşmak daha sağlıklıdır. İlk etapta bir firmada, kurumda çalışıp müşteri portföyü, network oluşturmak, kendi lansmanını yapmak, girişim dünyasını yakından tanımak ve sektör ile ilgili öngörülerde bulunmak, kısmen birikim yapmak projenizi hayata geçirmenizi çok çok kolaylaştıracaktır.