Doğruluğunu kendi kendime test ettiğim bir gerçek var:
-Okudukça, gezdikçe, daha çok insan tanıdıkça cehaletim artıyor!
Tersi hallere bürünmüş; etrafına; ‘oldum’ diyen birini görünce, onun adına ‘eyvah’ derim! Çünkü o, orada kalır, bir adım öteye gidemez. Bu yazının özü, pek çok gelişme ve bu gelişmelere dair gözlemlerimi aktarmak ile bu gelişmelerin farkında olan birini anlatmak, tanıtmak…
Dünya başka bir yere gidiyor
Dünya emek yoğun çalışma ortamından teknoloji yoğun işletmelere geçeli çok oldu ama bilim öylesine baş döndürüyor ki ne olduğunu anlamadan ‘teknoloji ötesi’ diyebileceğimiz bir dünyanın içine savrulduk.
İnanmayan; haberleşme teknolojilerinin, eğlence sektörünün, alışverişin değişimine, gelişimine baksın. Bunlar kesmezse ‘NFT nedir’, ‘metaverse nedir’ sorularının cevabını arasın! Teknoloji ile haşır neşir olan biri, bu soruların cevabı karşısında şaşırıp afallamaz. Bu gelişmelerden nasıl faydalanacağını hatta yeri geldiğinde nasıl korunacağını araştırır…
Bilimin ışığında yürümek…
Tüm bu süreç ile birlikte ‘yeni’ ve ‘sanal’ ve fakat hem ‘gerçek’ hem de ‘dünyevi’ ürünler, sektörler oluşup ‘dünyalar’ kurulurken; biri; Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Hasanova köyünden çıkıyor ve İngiltere’ye gidiyor, oradan Kanada’ya geçiyor. Büyük sıkıntılar içindeyken kapısından girdiği şirkette işe başlıyor. Kısa süre sonra kendi şirketini kuruyor ve çalıştığı şirketi satın alıyor… O işletmeyi (Van Horne Construction), Kanada’nın ilk 50 şirketi arasına sokarak akla ziyan bir başarı hikayesi yazıyor. Hedefi bundan da büyük: En başarılı 10 şirket arasına girmek…
Bunları başaran ve yetinmeyip hedef büyüten kişi; Bingöllü ve Türkiye sevdalısı Fesih Zeki Mert’tir.
Başarısı için ‘akla ziyan’ dedim ama o, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünün gereğini yerine getirenlerden olup, kurduğu sistemin sokaklarını bilimin ışığıyla aydınlatıyor.
Var olmak ya da kaybolmak
Sıvacılık ile girdiği inşaat sektöründe başarılarıyla Kanada’nın ‘en’leri arasına giren, ödüller alan Fesih Zeki Mert, çalıştığı şirketi devraldıktan sonra, ilk adı kadar geniş bakış açısı ve uygulamalarını ‘Zeki’ce davranarak dijital zemin üzerine oturtuyor. Gerisi ‘Mert’çe bir tavra kalıyor ki o da bunun gereklerini bihakkın yerine getiriyor.
Sohbetimiz sırasında anlattığına göre, şirket yüzde yüze yakın oranda dijital sistem ile görüyor işlerini. Kimsenin kimseyi görmesine, insanların bir yere çakılıp kalmasına gerek olmadan ama işlerin de tıkır tıkır yürüdüğü bir sistem.
Kanada’da devi bir şirket sahibinin Ankara’da bu kadar rahat çay / kahve yudumlamasının, iş görüşmeleri, sohbetler yapmasının sırrı dijitalin gücünde saklıydı!
Son söz: Ya dijital dünyada var olacaksınız ya da kaybolacaksınız!