Peygamber Efendimiz s.a.v., Medine'ye geldiği zaman Yahudilerin, aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, 'Oruç tuttuğunuz bugün nedir?' dedi. 'Bu, Allah'ın, Musa'yı ve kavmini kurtardığı, Firavun'u ve kavmini boğduğu büyük bir gündür. Musa, o gün şükür için oruç tuttu. Biz de o gün oruç tutarız' dediler. Allah'ın Elçisi (s. a. v), 'Benim Musa'ya yakınlığım sizden fazladır' deyip o gün oruç tuttu ve o gün oruç tutmayı emretti." Buhârî ve Müslim'in rivayet ettiği bir başka hadis: "Câhiliyye devrinde Kureyş, aşure günü oruç tutardı. Allah'ın Elçisi de câhiliyye devrinde o gün oruç tutardı. Medine'ye gelince yine o gün oruç tuttu ve o gün oruç tutmayı da emretti. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutmayı bırak, Dileyen tuttu, dileyen tutmadı."
Eski bir gelenektirBilindiği üzere aşure günü, Muharrem'in onuncu günüdür. Peygamberimiz, Muharrem'in onuncu günü oruç tutmuştur. Esasen bu oruç, Kureyş Araplarının eski bir geleneğidir. Câhiliyye Araplarında Ramazan'da da oruç tutulurdu. Kur'ân-ı Kerîm, eski tevhîd dinlerinden kalmış olan Ramazan orucunu farz kılmış, diğer oruçlar hakkında bir hüküm getirmemiştir. Bunlardan Hz. Peygamber'in nafile olarak tuttuğu oruçlar sünnet olarak kalmıştır.
İslam tarihinde Aşurenin siyasi bir yönü de vardır. Hz. Hüseyin'in 10 Muharrem 61 (1 Ekim 680)'de Kerbelâ'da şehit edilmesinden sonra Şiîler için bu tarih önem kazanmış ve Hz. Hüseyin'in öcünü alma ahdinin tazelendiği bir matem günü olmuştur. Şiilerin her yıl kendilerine işkence yaparak tutmaya başladıkları matem orucu, Şî'î- Fatımî devletinin himayesinde törenlerle icra edilmiş, bu törenler İran'da gelenek olmuş. Dinde yasak olan bu tür matem, Şiî inancı canlı tutulmasında etken haline gelmişti.
İslam’da Müslüman Türklerin geleneğinde önemli bir yer tutan aşure, Muharrem'in onuncu günü başlamak üzere daha sonraki günlerde de pişirilip dağıtılan tatlının (aşure) adı olmuştur. Aşure aşı, Osmanlılar döneminde sarayda da pişirilir ve halka dağıtılırdı. Anadolu'da zengin aileler ve esnaf örgütleri tarafından pişirilen aşure sebilciler, duâgûlar (dua okuyanlar) ve halkın katıldığı törenlerle dağıtılırdı. Günümüzde de aşure orucu tutmak ve aşure tatlısı pişirmek bütün canlılığıyla sürmektedir.
Allah’hü teala Aşure Ayını Kutlu eylesin, dilek ve niyetlerinizi kabul etsin. Saygı ve sevgilerle…