Doğru anlaşılmalı

İhsan Akça

Türkiye Cumhuriyeti Devleti tam haklılığını dünyaya kabul ettirip ‘ Zeytin Dalı’ operasyonuna başlayıp esas amacının kendi yurdunun sınırlarının güvence altına almak ondan sonra da yurdumuz da mülteci olarak bulunan Suriyelileri tekrar yurtlarına kavuşturmak olarak yorumlayıp hiçbir zaman Suriye’nin topraklarında gözünün olmadığını düşündüğü güveni sağladıktan sonra kendi sınırları içine çekileceğini söylemektedir. Bu tezini savunurken ben haklıyım toprağıma saldırıda bulunanları temizleyeceğim demiştir. Bunu demeye de devam etmektedir. Bunun sözde kalmayıp alanda başladığını göstermektedir.

Bilindiği gibi yurdumuzun Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde de senelerden beri süren bir PKK ile mücadele sürmektedir. Bu operasyonları Türk silahlı kuvvetleri ve emniyet teşkilatı son zamanlarda müşterek yapıyor ve büyük başarılar sağlıyor. Senelerce yuvalanan PKK’yı temizlemek kolay olmuyor. Bu teröristler mağaralarda dağın görünmeyen yüzlerinde yani siperlerde Mehmetçik ve polisimiz meydanda böyle olduğu halde yine de en az zayiatla(şehitle) görevini yerine getirmektedir. Burada en büyük destekçisi ise yöre halkından oluşturulan koruculardır. Korucular niçin önemlidir? Korucular teröristlerin dilinden anlıyor. Araziyi çok iyi biliyor. Çevre halkından kimin devletten yana kimin teröristlerden yana olduğunu kimlerin korkutularak teröristten yana olduğunu bildikleri için asker ve polisimizin istihbarat elamanları oluyorlar. Aynı zamanda askerimiz ve polisimizle omuz omuza savaşıyorlar. Öyleyse koruculara gerek yok diyemeyiz. Tabii bu yapılanların doğruluğu devletin ve askeriyenin istihbaratları tarafından da inceleniyor öyle uygulanıyor.

Şimdi gelelim Zeytin dalı operasyonuna. Bu operasyonlarda da bundan önce Suriye topraklarında yapılan gibi Türk askeri ( özgür Suriye ordusuyla) birlikte görev yapıyor bu durum aynen yurdumuz içinde ki koruculardan farklı değil. Suriye’de ki (ÖSO) da teröre karşı yurdunu savunmaya çalışan bir kuruluş. Bunların oradaki arazi durumunu orada yaşayanların durumunu bilmeleri Türk askeri için önemli oluyor. Bunların orada bulunmaları Türk askeri bu görevi yapamıyor da (ÖSO) sundan yararlanıyor anlamı taşımamalı. Hiçbir zamanda Türk silahlı kuvvetlerinin önüne geçemez. Buna ne cephede ki komutanlar ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti müsaade etmez. Onun için yanlış anlamalara fırsat vermemekte fayda vardır. Böyle bir durum 1974 yılında ki Kıbrıs Barış Harekâtında da yaşanmış Türk askeri Kıbrıslı mücahitlerle omuz omuza Rumlara karşı yurdunu savunmuştur. Onların bu faaliyetleri hiçbir zaman Türk askerinin başarısının önüne geçmemiştir. Zaten geçemez de.

Türk askerinin Suriye’deki ‘Zeytin dalı’ operasyonu yüce Türk milletini tek vücut haline getirmiştir. Gelen bir şehit haberi yalnız şehidin ocağına ateş düşürmemiş seksen milyon vatandaşın yüreğine ateş düşürmüş en az şehidin anası babası eşi ve yakınları kadar üzmüştür. Bunu milletimiz davranışlarıyla her gün göstermektedir. Yetmiş yaşındaki vatandaşlar Türk gençleri askerlik şubelerine akın ederek bende askere gideceğim oradaki askerlerimizi yalnız bırakmayacağız diye haykırırken bütün dünya Türk askerinin bu operasyonunun haklı olduğunu söylerken bazı sivil toplum kuruluşlarımızın bunu sulandırmasına askerimizin ve milletimizin bu başarısına zarar vermesini kabullenmek mümkün değildir. Yapılanların milletimizin menfaatine olmadığını düşünenler olabilir. Herkesin aynı düşünmesi mümkün olmaya bilir. Ama 15 Temmuz gibi tek vücut olmuş milletin içine nifak sokmanın milletin menfaatine olmadığını da herkesin bilmesi lazım. Bilemeyenlerin de bu millete zarar verdiğini anlaması lazım. HDP’nin dışında bütün siyasi kuruluşlarımızın birleştiği bir konumda yanlış yapılmaması dileğimizdir. Çünkü mesele millet, devlet meselesidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.