Dokuz çete

Bahattin Demiray

Nefsinin arzularına tâbi olan, Allahü teâlânın nasıl kul olur? Ey insan! Kime tâbi isen onun kulu olursun. Abdullah-ı Dehlevi (r.a.) Hakîki sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde de eksilmeyendir. Yahyâ bin Muâz-ı Râzî (Ra) 

Yüce kitabımızda günümüzü anlatan bu ayetler; Neml suresinde; “48. Ve şehirde dokuz kişi var idi ki: Yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlardı, ıslah da bulunmuyorlardı.”

Günümüzde ise; Bu dokuz bozguncular ise; 1-Pkk 2-Pyd (YPG) 3-Feto 4-El-Kaide 5-Daeş  (İŞİD) 6-cıa 7-Mossad 8-Dhkpc 9-Hizbullah Bu örgütler toplum huzursuzluğunu, kötülüğü, insan hayatının önemsizliğine ait her türlü anarşi ve terörü ile masum insanların hayatına kast etme adına her türlü adaletsizliği, kötülüğü haksızlığı kendilerine mübah görmektedir.

“49. Allah'a and içerek dediler ki: Her halde onu ve ailesini geceleyin öldürelim de sonra velisine diyelim ki: biz onun ehlinin helak olduğu yerde hazır bulunmadık ve şüphe yok ki, bizler elbette doğru sözlü kimseleriz.”

0 dokuz kişi, Hz. Salih'i ve ailesini ona îman edenleri geceleyin gece vakti helak etmiş bulunalım sonra velisine Hz. Salih'in kanını isteyecek bir kimsesi bulunursa, helak olduğu yerde veya o zamanda, böyle bir helakin vukuunu bile görmedik, nerde kaldı ki, onu helak etmiş olalım, şüphe yok ki, bizler elbette doğru sözlü kimseleriz, bu ifadelerimiz de doğrudur, biz yalan söyleyen kimseler değiliz.

“50-Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.”

Onlar hile ile hile yaptılar, böyle gerçek dışı bir söz ile kendilerini müdafaa etmek istediler. Kalben ise Hz. Salih ile ona îman edenlere büyük bir düşmanlıkta bulunarak suikasta karar verdiler biz de, Onlara hiç bilgileri olmaksızın farkına varmaksızın bir hile ile hile yaptık yani: Onları görülmemiş bir tarzda helak ettik, onları ansızın hilelerinin cezasına kavuşturduk.

Günümüzde; Yurtta sulh cihanda sulh konseyi diyerek ıslah edicileriz diyerek yaptıkları planlarının sonucunda; Allah c.c. en güzel plan yapıcı olduğunu unuttular.

Biz onların kalplerini ve gözlerini gerçeği anlayıp görmekten evirip çeviririz.

(En'âm/110)

Hayır! Kalpleri evirip çeviren Allah'a yemin ederim. Hz. Peygamber çoğu zaman şöyle diyordu: Hz. Peygamber (s.a) kalbin acaipliklerine ve değişmesindeki Allah Teâlâ'nın garib sanatına muttali olmasından ötürü bununla yemin ederek şöyle buyurmuştur:

-Ey kalpleri evirip çeviren Allah! Benim kalbimi dinin üzerinde sabit kıl!

Bunun üzerine ashâb-ı kirâm Hz. Peygamber'e şöyle sordular:

-Ey Allah'ın Rasûlü! Sen korkar mısın?

-Bana teminat veren ne vardır? Kalp Rahmân'ın (kudret)parmaklarından ikisi arasındadır. Onu dilediği gibi evirip çevirir,

Eğer Allah Teâlâ onu doğrultmayı dilerse, onu doğrultur. Eğer onu kaydırmayı dilerse, onu kaydırır.

Kalbin misâli, kuşun misâline benzer, her saat (başka bir renge, başka) bir duruma girer.

Kalbin değişmesinin misâli, kaynayıp taşan çömleğe benzer.88

Hz. Peygamber, kalp için üç misâl beyan ederek şöyle buyurmuştur:

Kalbin misali koskaca bir sahraya atılan bir tüy misaline benzer. Rüzgârlar onu istedikleri gibi evirip çevirirler. Üstünü altına, altını üstüne getirirler. Bugünü anlatan ayetlere bir baktığımızda kainatın sahibi olan Allah c.c. hüküm ve hikmet sahibi olduğunu ayetiyle bir daha görmekteyiz.

İki şeyi istersiniz ama, bulamazsınız. Bunlar, neşe ve rahatlık olup, ikisi de Cennette olur.* Ebû Turâb-ı Nahşebî (r.a.)

İyi komşuluk, yalnız komşuya eziyet etmemek değil, komşunun eziyetlerine de katlanmak demektir. Hasan-ı Basrî (r.a.)

Elden geldiği kadar kaç kötü arkadaştan, Kötü ahbâb kötüdür, en zehirli yılandan. Yılan zehir akıtıp, insanı candan eder, Ama kötü arkadaş, can ve imandan eder. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdi (r.a.)

Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız. Ömer bin Abdülazîz (r.a.)

Malı olanın aç sabahlaması, olmayanın tok sabahlamasından evladır. Bişr-i Hafi (Rahmetullahi Aleyh)

Mümin güneş gibidir. Sararıp, solarak batar ama doğduğunda (ahirette) göz kamaştırır. Ebubekir şiblî (r.a.)

Edeb hudûda, sınırlara riâyet etmek onu taşmamaktır. En büyük edeb ise ilâhi hudûdu muhâfazadır, gözetmektir. Abdülhakim Arvâsi (r.a.)

Eshâb-ı kirâma hürmet etmeyen kimse, Muhammed aleyhisselâma îmân etmiş olmaz. Ebûbekir Şiblî (r.a.)

İstediklerini vermediğiniz zaman kızan ve küsen hakiki dost değildir İmam-ı Ahmed bin Hanbel (r.a. ) Selam ve Dualarmız Anadolu okurlarımızla..!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.