ABD ve AB'den İsrail'e net tepki: Mescid-i Aksa baskını nedeniyle kınama!

İsrail'in aşırı sağcı bakanları ve fanatik Yahudiler tarafından gerçekleştirilen Mescid-i Aksa baskını, uluslararası arenada büyük tepki topladı. Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bu provokatif eylemi kınayarak, bölgedeki gerilimi daha da artıracağına dikkat çekti.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf'un da dahil olduğu fanatik Yahudilerin, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya düzenledikleri baskını sert bir dille kınadı. Borrell, bu eylemi "provokasyon" olarak nitelendirerek, kutsal mekanların statükosunun korunması gerektiğini vurguladı. Borrell, Ürdün'ün kutsal mekanlar üzerindeki özel rolünün önemine de değindi.

ABD'DEN TEPKİ: "TARİHİ STATÜYE SAYGI GÖSTERİLMELİ"

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrailli bakanların ve fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik gerçekleştirdiği baskını şiddetle kınadıklarını açıkladı. Blinken, Kudüs'ün tarihi statüsüne saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, bu tür kışkırtıcı eylemlerin bölgedeki diplomatik çabalara zarar verdiğini ve gerilimi tırmandırdığını ifade etti.

MESCİD-İ AKSA'DA GERİLİM TIRMANIYOR

İsrail'in aşırı sağcı bakanları Ben-Gvir ve Wasserlauf'un liderliğinde gerçekleştirilen baskında, 2 bin 250 kadar fanatik Yahudi Mescid-i Aksa'ya girdi. Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin açıklamasına göre, baskına katılan bazı fanatik Yahudilerin Talmudik ritüeller gerçekleştirdiği görüldü. Bu durum, Mescid-i Aksa'nın kutsallığını ihlal eden ciddi bir provokasyon olarak değerlendirildi.

ÜRDÜN'ÜN KUTSAL MEKANLAR ÜZERİNDEKİ ROLÜ

Mescid-i Aksa'nın statüsü, Ürdün ile İsrail arasında 1994 yılında imzalanan Vadi Araba Anlaşması ile belirlenmişti. Anlaşmaya göre Ürdün, Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor. Ayrıca, 2013 yılında Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşma, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkını Ürdün'e tanıyor.

ULUSLARARASI TOPLUMUN ENDİŞELERİ

AB ve ABD'nin yanı sıra diğer uluslararası aktörler de bu tür eylemlerin Orta Doğu'da barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirtiyor. Kutsal mekanların statükosuna saygı gösterilmesi ve bölgedeki gerilimin düşürülmesi için diplomatik çabaların artırılması gerektiği vurgulanıyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri