Cádiz Üniversitesi'nden araştırmacılar, 2023 yılında Guadalete bölgesinde başlattıkları çalışmalarda, yalnızca birkaç Roma kalıntısı bulmayı beklerken, 57 farklı sit alanı gün yüzüne çıkarıldı.
Bu yeni keşifler, Arcos de la Frontera, Bornos Villamartin ve Puerto Serrano bölgelerinde yer alıyor ve bu alanların, Guadalete Nehri boyunca uzanan ticaret ve iletişim yollarıyla birbirine bağlı olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu yerleşimlerin sayısının ve stratejik konumlarının, Roma'nın bu bölgede daha önce düşünüldüğünden çok daha güçlü bir varlık gösterdiğini belirtiyorlar.
Kazıya liderlik eden Profesör Macarena Lara, bu yeni alanların Roma İmparatorluğu'nun İspanya'nın güneyindeki varlığı hakkında taze bilgiler sunduğunu ve bu alanların ilk kez kapsamlı olarak incelendiğini açıkladı. Bu yerler, ilk olarak 1980'lerde ve 1990'larda tespit edilmiş, ancak kapsamlı bir şekilde araştırılmamıştı.
Ekip, bu keşfi gerçekleştirmek için yer radarı gibi son teknoloji araçlar kullandı. Bu yöntemler, araştırmacıların Romalılara ait ve yüzeyde görünmeyen yapıları tespit etmelerini sağladı. Bornos'taki El Cañuelo Roma villasında yapılan kazılar, villanın yapısal detaylarını ve yerleşim alanlarını işyerlerinden ayıran duvarlar gibi önemli unsurları ortaya çıkardı.
Arkeologlar, bu çalışmanın ana amacının Roma dönemi yerleşimlerinin Cádiz Körfezi ve Guadalete Nehri çukuru arasındaki etkileşimini anlamak olduğunu belirtti. Bu etkileşim, Romalıların bu iç bölgeyi nasıl Avrupa'daki daha geniş imparatorluklarına entegre ettiklerini anlamak için kritik öneme sahip.
Guadalete Nehri'ndeki Roma yerleşimlerinin kökeni, Roma'nın İspanya'yı MÖ 264'te fethetmesine kadar uzanıyor. Ancak araştırmacılar, yeni keşfedilen yapıların kesin tarihlerinin doğrulanması için çalışmaya devam ediyorlar. Profesör Lara, elde edilen verilerin, bölgede yapılacak olan ileri araştırmalar için sağlam bir temel oluşturduğunu ifade etti. Lara, çalışmaların Bornos ve Arcos de la Frontera çevresindeki Roma yerleşimlerinin bütünsel bir vizyonunu elde etmek amacıyla, belgelenmiş materyallerin analizi ve geleneksel olmayan tekniklerle sürdürüleceğini vurguladı.