AB Dışilişkiler ve Güvenlik Politikası Sözcüsü Nebile Mısrali'nin açıklamasına göre, Husilerin bu saldırısı, BM çalışanlarına ve Yemen'deki diğer uluslararası ve yerel sivil toplum kuruluşlarına yönelik iki aydan fazla bir süredir devam eden gözaltı dalgasının bir parçası olarak görülüyor.
Mısrali, Husilerin BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği merkezine saldırmasının ardından, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Husilere yönelik yaptığı "17 BM çalışanının derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması" çağrısının önemine vurgu yaptı. Guterres’in açıklamaları, Husilerin BM adına çalışan Yemenlilerin "casusluk faaliyetleri" yürüttüklerine dair itiraflar içeren görüntüler yayınlamasının ardından yapılmıştı.
Mısrali, ayrıca Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün Husilere BM’ye tanınan ayrıcalık ve dokunulmazlıklara saygı gösterilmesi ve el konulan ekipmanların iade edilmesi çağrısında bulunduğunu belirtti. Bu çağrının, Yemen'deki İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’nin insan haklarına ilişkin izleme ve raporlama yeteneğinin korunması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Husiler, son olarak insani yardım kuruluşları kisvesi altında çalışan "Amerikan-İsrail casus ağı" üyelerinin gözaltına alındığını açıklamıştı. Bu durum, bölgedeki insani krizin ve uluslararası ilişkilerin daha da karmaşık hale gelmesine neden oluyor.