Meloni, bu kararını, Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlara saygı göstermek amacıyla aldığını belirtti.
AB Konseyi Başkanlığı için eski Portekiz Başbakanı Antonio Costa'nın seçilmesi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in görevine devam etmesi ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliğine Estonya Başbakanı Kaja Kallas'ın atanması önerilerine yönelik Meloni'nin tepkisi, Avrupa'nın zirvesinde yeni isimlere ilişkin önerilerin yöntem ve içeriği bakımından doğru bulmadığını vurguladı. Meloni, bu nedenle bu öneriyi desteklememe kararı aldığını ifade etti.
Meloni'nin tutumu, özellikle AB içindeki siyasi dinamikleri ve üye ülkeler arasındaki ilişkileri etkileyebilecek önemdeydi. İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın da Meloni'nin eleştirilerine destek verdiği ve İtalya'nın AB içinde hak ettiği ağırlığı bulması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduğu belirtilmişti.
Ancak Meloni'nin kararına karşı muhalefet partileri, İtalya'nın Avrupa'da izole edildiği ve Meloni'nin lideri olduğu sağ koalisyonun AB'ye karşı aşırı eleştirel bir tutum takındığı eleştirilerini getirmişti. Bu durum, İtalya'nın AB içindeki konumunu ve politikalarını tartışmalarla gündeme getirmişti.
Sonuç olarak, Meloni'nin AB'nin yeni liderleri konusundaki bu tavırları, İtalya'nın AB içindeki rolü ve AB politikalarına yaklaşımı açısından önemli bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.