Her iki aday da İsrail'e net bir şekilde destek verdi, ancak konuyu ele alış biçimleri farklıydı.
Kamala Harris, Gazze'de acil bir ateşkes ve iki devletli çözüm için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti. Harris, İsrail'in kendini savunma hakkını vurgularken, savaşın sona ermesi gerektiğini ve bu bağlamda Filistinlilerin de hak ettiği güvenlik ve onuru elde etmeleri gerektiğini ifade etti. İki devletli çözümün hem İsrailliler hem de Filistinliler için güvenlik sağlayacak şekilde olması gerektiğini söyledi.
Donald Trump ise, Harris'in İsrail'den nefret ettiğini öne sürdü ve bu iddiasını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde Harris'in bulunmadığını belirterek destekledi. Trump, eğer kendisinin başkan olsaydı, Gazze'deki savaşın başlamayacağını ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmayacağını söyledi. Ayrıca, Harris'in başkan olması durumunda İsrail'in iki yıl içinde ortadan kalkacağını ve Harris'in Arap halklarından ve Yahudilerden nefret ettiğini savundu. Trump, Biden yönetiminin İran'a 300 milyar dolar kaynak sağladığını ve bu paranın Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere dağıtıldığını iddia etti.
Bu tartışma, başkanlık seçimleri öncesi dış politika ve özellikle Orta Doğu konularında iki adayın farklı yaklaşımlarını ortaya koydu.