Ürdün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını kınayarak, bunun "yeni şiddet döngülerini tetikleme tehdidi oluşturacağı" uyarısında bulundu. Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sinan el-Mecali, yaptığı yazılı açıklamada, İsrailli Bakan'ın Mescid-i Aksa baskınının "kutsallığın ve uluslararası hukukun ihlali" anlamına geldiğini belirtti.
Ben Gvir'in baskınını provokatif bir adım olarak niteleyen Mecali, Kudüs'teki tarihi ve yasal statükonun ihlalinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
İsrail'in işgal altındaki Kudüs üzerinde hiçbir egemenliği olmadığına işaret ederek baskını kınayan Mecali, "İsrail'in devam eden ihlallerinin yeni şiddet döngülerini tetikleme tehdidi oluşturduğu" uyarısında bulundu.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir ve yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimci, bu sabah işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya İsrail polisi denetiminde baskın gerçekleştirmişti.
KUDÜS İSLAMİ VAKIFLAR İDARESİNİN EGEMENLİĞİ İHLAL EDİLİYOR
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar; İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri "baskın" olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi" kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor