Güzel ülkemizi düşman işgalinden kurtarmış Mustafa Kemal Atatürk, yalnız ülkemiz ve Türk toplumu için değil, o bitmez tükenmez mücadeleci ruhunu, dünyanın her yerinde ve her millete göstermiş ve olağanüstü bir lider olarak kabul görmüştür. En büyük ve önemli eseri; Cumhuriyet’in ilanından sonra ülkeyi uygar medeniyetler seviyesine yükseltmekle kalmayıp, ülkesi için öngördüğü tüm tehlike unsurları hakkında halkının geleceği için tedbirler almış sayısız başarıya imza atmıştır. O üstün öngörüsünün ne kadar doğru olduğunu ise ancak onlarca sene sonra yaşadıkça gördüğümüz Atatürk’ün ileri görüşlü, her alanda başarılı ve üstün zekâsı ile dünyaca tanınan, takdir edilen belki kıskanılan belki örnek alınan bir lider konumda olduğunu görmek bir Atatürk çocuğu olarak gurur verici öyle değil mi?
Arjantinli Che’ye, Çinli Mao’ya, Hintli Gandi’ye, Kübalı Castro’ya ışık tutmuş, onlara da halkları için verdikleri mücadelede rehber olmuş bir liderin evladı olmanın gururu hiçbir şeyle ölçülemez.
Atatürk’ü anlatmaya çalışmak günlerce aylarca sürer, yaptığı imza attığı başarılara göz atalım demek daha doğru olur. Onun o bitmek tükenmek bilmeyen enerjisine, vatan aşkına, çalışmasına ve ruhuna sahip olabilmek için onu tanımanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Kronolojik olarak bakarsak Atatürk devrimlerine;
- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
- Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
- Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)
- Tarikatların Kaldırılması, Tekke Ve Zaviyelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
- Laikliğin Kabulü (1928-1937)
- Kadın Haklarının Tanınması (1930-1933 ve 1934)
Kutsal Milli sınırlarımız içinde, milli benliğimizi hissederek onurlu varlığımızı yükseltmeye çalışmak, önderimiz ve tek liderimiz Atatürk’ün milliyetçiliğinin esaslarını oluşturmaktadır.
O kucaklayan, büyük merhamete ve çok güzel bir kalbe sahip olan Atatürk, kendisini Türk hisseden herkesi Türk kabul etmiş ve ırkçılığı dışlayan Atatürk milliyetçiliği ile bütünleştirici, birleştirici, ülkede millî birliği temin edici bir düzeni tesisi etmiştir.
Bağımsız olan karakterini Türk milletinin bağrına nakşetmiştir. Milli egemenlik, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Halkçılık, Devrimcilik, Barışçılık, Akılcılık, Atatürk’ün düşünce sisteminin en temel ilkelerini teşkil etmektedir. Bu ilkeler ise hem anlamaları itibariyle hem de amaçları itibari ile Türk milletinin ruhunu ve geleceğini anlatan ilkelerdir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, zekası, vatanperverliği, cesareti ve üstün öngörüsü, yılmak bilmeyen çalışma azmi ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile bize özgürlüğümüzü bahşeden unutulmaz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. O nadir ve hoş seda bırakan bedeni aramızdan ayrıldı. O hiç görmediğimiz ama kendisine hayran bırakan asil duruşu, özgürlük timsali gözleri, Cumhuriyet ruhu ile hep aramızda olmaya sonsuza dek devam edecek olmasının tesellisiyle;
Atamızı büyük bir minnetle, büyük bir aşkla ve büyük bir özlemle, önünde saygıyla eğilerek anıyoruz. Ruhun şad olsun Atam.