Türkiye’nin uluslararası ilişkileri, iş birlikleri, yürüttüğü projeleri ve yürütülen projelere katkısıyla bir numaralı işçi sendikalara konfederasyonu olan HAK-İŞ, tüm özelliklerini yansıttığı Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 5. Dünya Kongresine de mührünü vurdu… Öncelikle Kongrede öne çıkan iki hususu belirterek devam etmek istiyorum yazıma. Birincisi, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ITUC Başkan Yardımcılığına yeniden seçildi. Bu, HAK-İŞ’in dünya sendikal hareketi içindeki yerini göstermesi bakımından çok önemli. İkinci husus da, Kazakistan ve Sudan'ın ITUC'a katılımıydı. Bunun da uluslararası sendikal harekete güç katacağı kesin ama iki kardeş ülkenin çalışma hayatıyla yakın temas içindeki HAK-İŞ için de önem arz eden bir gelişmeydi bu…
HAK-İŞ HEYETİNDEKİ İSİMLER…
Avustralya’da, 17-22 Kasım tarihlerinde yapılan ve 122 ülkeden 211 Konfederasyonun katılım sağladığı Kongrede, Genel Başkan Mahmut Arslan başkanlığında Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız ve Yunus Değirmenci ile HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, Dış İlişkiler Koordinatörü Merita Jegeni Yıldız, Dış İlişkiler Uzmanları Ahmet Halfaya ve Pınar Özcan’dan oluşan heyet ile yer alan HAK-İŞ; dünya genelindeki emek ve insan hakları sorunlarının tespiti, teşhisi ve çözüm önerilerini her yönüyle gündeme getirdi.
Kongre’de HAK-İŞ heyeti mensuplarının yaptığı konuşmalar, Türkiye ve dünya sendikal hareketi ile emekçilerin hak/hukuk mücadelesi bakımından çok önemliydi.
MAHMUT ARSLAN VE ÖRGÜTLENME
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan; savaş, düzensiz göç, virüs salgını, iş sağlığı ve iş güvenliği, işsizlik, emekçilerin uğradığı haksızlıklar gibi konulara dikkat çektiği konuşmasında, ‘örgütlenmenin önemi’ni şu sözlerle hatırlattı:
“Sendikal örgütlülüğün ne kadar önemli olduğunu anlamış olduk. Çünkü salgın sürecinde sendikalı işyerleri iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerinde ve zamanında uygulamış oldular.”
Savaşın tahribatlarına, yoksulluğa ve Filistin meselesine de dikkat çeken Mahmut Arslan’ın uluslararası emek dayanışması ve iş birliği çağrısı takdir topladı…
DR. OSMAN YILDIZ’IN KONUŞMASI
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız da ITUC 5. Dünya Kongresinde yaptığı konuşmada, neo-liberal felsefenin emekçilere zarar veren piyasa ekonomisine geçişi tahrik ve teşvik ettiğini vurguladığı konuşmasında çözüm önerisi de çok netti: “Bu nedenle, özel sektörü, çok uluslu şirketleri esas olarak sosyal diyalog yoluyla örgütlenmenin yollarını ve araçlarını bulmalıyız…”
Dr. Osman Yıldız’ın Kongrenin önemini dile getirdiği sözler de anlamlıydı: “Bu kongre aynı zamanda dünyadaki tüm demokratik sendika liderlerini birçok zorlu koşullara rağmen sorunlara çözümler üretmek için bir araya getiriyor.”
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız’ın şu talebini bir kez de buradan vurgulamakta fayda var:
“Tek başımıza ve/veya gerektiğinde diğer sendikalar ve sosyal ortaklarla birlikte ortak çalışmalar yapıyoruz. Bu durum ülkemiz için kapsamlı bir sosyal model gerektirmektedir
ITUC, sendikal haklar için bir Küresel Haklar Endeksi aracı ortaya koymaktadır. ITUC’un bu endeksin yanına Küresel Başarılar Endeksini de eklemesi önem arz etmektedir. Böyle bir durumun sendikaların bu zorlu gelgitlere karşı kendilerini güvende hissetmelerine ve cesaret elde etmelerine son derece katkı sağlayacağına inanıyorum.”
YUNUS DEĞİRMENCİ’DEN UYARILAR
HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci de, ITUC 5. Dünya Kongresinde yaptığı konuşmada, güncel ama geleceğin de en önemli sorunlarına parmak basarak uyarılarda, önerilerde bulundu.
Endüstri 0.4, dijitalleşme, yapay zeka gibi teknolojik gelişmelere dikkat çeken Yunus Değirmenci’nin tespiti, konuya ilişkin dert ile dermana da işaret ediyordu. Dedi ki: “Dijital dönüşümün tam anlamıyla hayata geçirilememesinin en önemli sebebi, doğru yetkinliklere ve uzmanlıklara sahip iş gücüne ulaşılamamasıdır…”
Konuşmasında, yeni dünya düzeninde erdemli sendikacılık anlayışı ile hareket ettiğini belirttiği HAK-İŞ’in bu konularda yaptığı çok önemli çalışmalara, uyguladığı projelere de yer veren Yunus Değirmenci’ye göre;
-Dijitalleşmenin doğal bir sonucu olarak, bugün iş yaşamında geçmişten oldukça farklı süreçler gerçekleştirilirken, yepyeni işler, meslekler ve çalışma biçimleri ortaya çıkmaktadır.
-Yapılan araştırmalar teknolojilerin doğrudan işsizliğe sebep olmadığını göstermektedir.
-Emek hareketinin dijital dönüşümle uyumlaşması için, iş ve toplumsal yaşamdaki rollerini yeniden değerlendirmeleri beklenmektedir. İş ve sosyal güvenlik alanında yeni düzenlemeler yapılması kaçınılmazdır.
-Özellikle, hayat boyu öğrenme çerçevesinde, çalışanların dijital dönüşüm farkındalığını artırması sağlanmalı…