Ülkede bu kadar ekonomik sıkıntı yaşanırken, sınırlarımızda savaş çığlıkları atılırken, nasıl yuttunuz o Ejder meyveli Smothie’leri halkın gözünün içine bakarak. Ekmek yok diyenlere pasta yesinler der gibi bir tavır sergileyerek. Milletin verdiği vergileri sözde millet sofrası adı altında nasıl da yiyebildiniz? Liyakatsiz yönetiminiz sayesinde duvara toslayan ekonominin, her şeyin ithale bağlandığı, doların tavan yaptığı bir ortamda nasıl içinize sindirebildiniz? Edep be yahu!
Fakir muhtaç olmuş kuru soğana, millet tencerede kaynatacak eti-sütü alamazken nasıl yaptınız bunu milletin gözünün içine bakarak. Buna milletin verdiği vergiyle gerdeğe girmek denir. Ülkenin yerle bir olan ekonomisini, zedelenen dış itibarımızı yeniden sağlamak için çaba sarf edeceğinize tıpkı Osmanlı’nın son dönemlerinde ki lale devri gibi safahat ve israfın-lüksün peşindesiniz.
Ülkenin et ihtiyacını ithal yoluyla sağlarım diye getirdiğiniz hayvanlar bile sağlıksız çıktı. Şimdi şarbon hastalığı var diye uğraş verip duruyorsunuz. Eloğlu hiç size sağlıklı hayvanını satar mı? İthal ettiğiniz danaların veterinerlerce kontrol edilmesini neden sağlamadınız? Neden gümrükten mal kaçırır gibi danaları soktunuz bu ülkeye? Bizdeki hayvancılığı neden yok edipte ithal yolunu seçtiniz? Elli yıldır ülkemizde görülmeyen şarbon hastalığı liyakatsiz ve beceriksiz yönetiminiz sayesinde ülkeye yeniden gelmiş oldu. Başarılarımızı kıskanıyorlar diyordunuz. Bu mu sizin başarılı yönetiminiz.
Hani Müslüman haram yemez, Müslümanlıkta israf haramdır diyordunuz ya! Ejder meyveli-somon zencefilli ziyafetler lüks ve israf sayılmıyor mu? Millet yokluk ve tasarruf ilkeleri içersinde kıvranırken. Artık kime inanıp kime güveneceğimizi şaşırdık. “Hak-Hukuk-Adalet” dediniz hepsi yerlerde sürünür durumda. Yargı organları bile otobüslere doldurulup saray kutlamalarına katılır oldu. Ülkede hukuka ve yargıya güven günden güne azalıyor. Şimdi varılan noktada %20’lere inmiş durumda.
Günde bir dolarla yaşayan 14 milyon insanımız varken,
Yoksulluk sınırının altında yaşayan 25 milyon insanımız varken,
Kişi başına aylık net geliri 324 dolar olan insanımız varken,
Evine günde 78 gram et düşen 13 milyon insanımız varken,
Sanki ülkede refah toplumu yaratılmış gibi zevk ve sefa içinde kutlamalar yapmak affedilir gibi değil. Bir tarafta kendi beceriksiz yönetiminizin üstünü örtmek için “Ülkemizde dış güçler dolara bağlı kriz yaratıyor” diyeceksiniz. Tasarrufa yöneleceğiz, yastık altından dolarları çıkarıp bozdurun diyeceksiniz. Ve bunu sadece halkımızdan bekleyeceksiniz. Oldu mu yani. Tasarruf sadece halkın uyması ile sonuç getirmez. Asıl tasarruf kamu harcamalarında-yatırımlarda olur. 7 lüks uçağa-helikoptere-milyon dolarlık makam araçlarına binerek tasarruf sağlanmaz. Balık baştan kokar derler. Bir gayret edip tasarrufa oradan başlayabilirsiniz. Tasarrufa önce kendinizden milletin verdiği vergilerle oluşan saltanat ve safahat yaşamınızdan feragat ederek başlamalısınız ki halka güven ve itimat telkin edebilesiniz. Sonrada halk sizi örnekleyerek tasarrufa yönelsin. Toplumsal güven ve birlik böyle sağlanır. Tabi lider olmasını becermek gerek. Bağırıp çağırmayla olmuyor bu işler. Boş tenekede vurunca çok ses çıkarır.
Maalesef Osmanlının lale devri gibi lükse safahata daldınız. Halkınızın ve ülkenizin çıkarlarını umursamıyorsunuz. Ekonomiyi girdiği girdaptan çıkarma tedbir alma gibi bir çaba yerine sanki bir başka refah ülkesini yönetiyor gibi bir tavır içerisindesiniz. Mücahit idiniz şimdi Müteahhit oldunuz. Serbest piyasada her şey normalmiş gibi petrol ihraç eden şımarık Arap ülkesiymişiz gibi umursamaz bir tavır içerisindesiniz. Bu tavrınız piyasalarda akla psikolojik Doping yapıyor gibi bir algı yaratabilir ancak bunun piyasada yarattığı olumlu sonuçların olması gerekir.
Milliyetçi ve dini bütün bir toplumun sırtına binerek siyasette yol almak doğru olmasa gerek. Madem takiye yapmayı acımasızca kullanıyorsunuz hiç değilse İslam’ın gerekleri olan israf ilkelerini uygular olun. Milletin gözünün içine bakarak gerçekleri yalanla sıvamayın. Artık çağ dışı kalan Ortaçağ ideolojilerini terk eder olun uygar dünyaya yüzünüzü dönün. Hem de takiye falan yapmadan.