Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen 20 bin öğretmen atamasının ardından, mülakat tartışmaları devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yüzlerce öğretmen, atamalarda yaşanan adaletsizliklere dikkat çekmek ve taleplerini duyurmak için Ankara Kızılay’da bulunan Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya geldi.
“HAKKIMIZI ALMADAN GİTMEYECEĞİZ”
Eylem için Ağrı’dan gelen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Sulay Kürkçü, yaşadığı mağduriyeti ve duygularını anadolugazete.com.tr’ye anlattı. Atamalarda hakkının yendiğini belirten Kürkçü, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanında 60 bin kişi sınava girdi ve ben 889. oldum ancak kontenjan bin 600 kişi olmasına rağmen, mülakat sistemi yüzünden sıralamam bin 733’e geriledi ve atanamadım. Sınavda yuvarlama yapılarak puanım düşürüldü böylece 800 kişi önüme geçti. MEB Bakanı Yusuf Tekin’in memleketi olan Erzurum’da girenlerin neredeyse tamamı atanmış, İzmir’de de elenen yok. Neden bizim bölgelerimizde elenme oranı yüzde 90’larda? Bu sorunun cevabını bekliyoruz. Buradan hakkımızı almadan gitmeyi düşünmüyoruz. Gerekirse cenazemiz buradan çıkar.” şeklinde konuştu.
“ADALETSİZLİK İNSANLARI HAYATTAN KOPARIYOR”
Maddi zorluklarla büyüdüğünü ifade eden Kürkçü, annesine verdiği sözü tutamamanın üzüntüsünü dile getirdi: “Annem beni yetim büyüttü. Evden çıkarken ona ‘Atanıp döneceğim’ diye söz verdim. Psikolojik olarak çok yıprandım. Bizim emeğimizi görmezden gelmesinler. İnsanlar adaletsizlik yüzünden hayatlarına son vermeyi bile düşünüyor. Bu yüzden halkımız da sesimize kulak versin.”
“MAĞDURİYETİ YARATANLAR ARKASINDA DURMUYOR”
Eylemlerin başlamasına öncü olan Felsefe Grubu Öğretmeni Özkan Özdemir, haklarını savunmak için bir aydan uzun süredir eylemde olduklarını bildirerek sürece dair önemli açıklamalarda bulundu. Özdemir, “84,6 puanla Ankara’da mülakata girdim ancak sonuçta mağdur edilen 2 bin 200 kişi arasında yer aldım. Bu eylemi başlatanlardan biriyim ve taleplerimizi yetkililere iletmek için buradayız. Görüşmelerde bizi Personel Atama Daire Başkanlığı’na yönlendirdiler. Mülakatlar için ‘kamerayla kayıt alınıyor’ deniliyor ama sonuçlar şeffaf değil. Ortada haklılığımızı ortaya koyan bir gerçek var ve bu taleplerimizin dikkate alınmasını istiyoruz. Ancak görüyoruz ki yetkililer, yarattıkları mağduriyetin arkasında durmuyor. Bu durumu kabul etmiyoruz ve adalet sağlanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.
“SENDİKALAR VE TOPLUMUN GÜCÜYLE MAĞDURİYETE ÇÖZÜM BULUNABİLİR”
Sadece bireysel çabalarla değil, sendikaların ve toplumsal desteğin de bu süreçte önemli olduğuna işaret eden Özdemir, “657 sayılı devlet memurları kanununa tabi olmadan haklarımızı savunamıyoruz. Sendikaların bu mağduriyete ortak olması ve sesimize ses katması gerekiyor. Amacımız, yaşadığımız haksızlığı dile getirerek çözüm üretilmesini sağlamak.” diye aktardı.
“MÜLAKAT ADI ALTINDA ÖĞRETMEN KIYIMI YAPILDI”
İstanbul’dan gelen Okul Öncesi Öğretmeni Sevda Kaya ise öğretmen atamalarında yaşanan mağduriyetleri ve karşılaştığı zorlukları şu sözlerle ifade etti: “Birçoğumuz zor şartlarda emek verdik. Kimimiz hamile, kimimiz enkaz altında bile mücadele ettik. Ama sonuç olarak elimize sadece ‘atanamadınız’ yazısı geçti. Mülakat adı altında öğretmen kıyımı yapıldı. Oturma eylemini gerçekleştirmek için bile elimizdeki kartonları kullanarak yaşam alanı oluşturmak zorunda kaldık. Bizler de insanız ve bu süreçte bize yardımcı olunması gerekirken sürekli darbe yiyoruz. Görüşmek istediğimiz milletvekillerinden bile destek alamadık. Buraya Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve yardımcılarıyla konuşmaya, hakkımızı almaya geldik. Bu sözü ve imzayı almadan buradan ayrılmayı düşünmüyoruz.”
Bu eylemler, eğitimde adalet ve eşitlik konularını yeniden gündeme taşıyarak, yetkililerin bu taleplere nasıl yanıt vereceği ve eğitim sistemindeki adil uygulamaların nasıl şekilleneceği konusunda kamuoyunda merak uyandırdı. Gözler, Milli Eğitim Bakanlığından yapılacak açıklamalara ve yapılacak düzenlemelere çevrilmiş durumda.