Eğitimde sınıflardan sanal sınafa, kariyerde ofisten home ofise

İlhami Şahin

MEB’e bağlı tüm okullar, özel öğretim kurumları, etüt merkezleri, kreşler hepsi örgün öğretimden uzaktan eğitime, tek merkezden eğitime, online eğitime, dijital eğitime, e-eğitime öğrenciler ise salgın nedeniyle sanal sınıflarda evde eğitime geçti. Daha önceki yazılarımda da özellikle belirtmiş olduğum yeni aktör dijitalleşme, ve dijitalleşmeye bağlı dijital dünya, artık kapımızı çalmış ve bizi köklü değişikliklere davet etmiştir. Biz bu dakikadan sonra dijital değişimlerin, dönüşümlerin, yeniliklerin, gelişmelerin peşinden gitmek zorundayız. Dünyanın geldiği noktada, dönüşü olmayan bu yolda bizlere başka bir çare, hamle kalmıyor. Hatta geride kaldığımız bu kulvarda hızlanmalıyız. Bu dijitalleşmiş ve teknoloji ile harmanlanmış dünyaya geçiş yapmak, benim ön gördüğüm, beklediğim bir gelişmeydi fakat şartlar süreci hızlandırdı teknolojik değişim, dijital değişim çat kapı, beklemediğimiz bir anda geldi. Coronavirüs salgını bu değişimin erkenden gelmesini, hoş geldin dahi diyemeden gelmesini zorunlu kıldı.

Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor, eğitime ara verilmedi sadece eğitim, öğretim ortamı değişti. Okul içinde ki öğrenmeye ara verildi öğrenciler okulda olduğu gibi evlerinde masa başında oturmaya devam edecek fakat okulun yerini şuan için ev, sınıfların yerini ise dijital platformda oluşturulan sanal sınıflar, canlı ve yüz yüze alınan eğitimden tablet, televizyon, telefon ekranı karşısında eğitime geçildi. Ortamın değişmesi beraberinde evde çalışma alışkanlığı kazanmayı ve öğrencilerin yeni beceriler geliştirmesini, kazanmasını zorunlu kıldı. Kariyer yazılarımda genellikte değindiğim, danışanlarımın dikkatini özellikle çektiğim nokta dünyanın dışında kalmamak için çoğu defa kendimize yönelttiğimiz odağımızı dünyaya çevirmemiz, dünyada ki trendleri, gelişmeleri analiz etmemiz ve detaylı gözlem yapıp gelişmelerin takipçisi olmamız, gelişmeleri hayatımıza günlük yaşantımıza yansıtmamız uygulamamız gerekiyor. Çünkü dünyanın yeni istikameti, rotası eğitimde de, iş hayatında da yerinden katılım, sanal ortamda buluşma ve üretme, fayda sağlamadır. Artık ofis, sınıf, derslik gibi bir reel, gerçek ortamlarda bulunmadan öğrenme tarzını bilen, kendini kontrol edebilen, içten güdümlü, otokontrolü yüksek olan kişiler olmak. Eğer kişisel olarak bu becerilere sahip değil isek yeni beceriler yeni yetenekler kazanmak için çalışmalar yapmak zorundayız. Uzaktan eğitim gibi gündemimize bir anda ve salgın ile gelen eğitim modeli aslında bizlere şunu gösterdi. Şartlar hiç ummadığımız anda değişebilir. Fakat bizler bu sürece hızlı adapte olmalı ve bilgilerimizi çağa uygun olarak güncellediğimizi devamlı kontrol etmeliyiz. Kronolojik sıralamada geriye doğru gittiğimizde Z kuşağının diğer kuşaklara göre daha şanslı olduğunu belirtmeliyim. Çünkü uzaktan eğitime, çok uzak değiller hatta tam olarak dijital dünyanın göbeğinde, merkezinde dünyaya gelmiş ve online eğitimden uzak olmayan, çok rahat süreci yönetebilecek ve sürece hızlı adapte olacak becerilere sahipler. Bu nedenle öğrencilerin uzaktan eğitim sürecinde çok zorlanmayacağı kanısındayım. Hatta z kuşağına gayet uygun bir öğrenme modeline, yöntemine geçildiği kanısındayım.