Eğitim denince sadece okul gelmesin akıllara.
Eğitimde yetişkinlerin oynadıkları rolü de gözardı etmemek gerek.
Yetişkinler iki tarzda eğitimde yer alırlar:
Çocuklara ve gençlere bilgi, kültür, beceri ve tecrübelerini aktararak onları hayata hazırlamak.
Diğeri ise yeni şartlara ve değişen hayat tarzlarına göre kendilerini sürekli olarak yenilemek.
Çocuk, çevreden ve ailesinden gördüğü sevgiyi kişiliğinde besleyip geliştirir.
Çocuğun sevgi ve şefkate olan ihtiyacı yoğun olarak ailede başlar, okul sıralarında devam eder.
Çevre, insana yararlı ve zararlı olarak bir arada bulundurduğu koşullar ortamı sunar.
Çevreyle birey arasındaki ilişki yadsınamaz bir gerçektir.
Bireylerin bir araya getirdiği bu toplumsal birim, çeşitli etkilerle kişinin hayatına etki eder.
Ailede başlayan, okul ve çevreyle devam eden eğitim; çocuğun hayatına, kişiliğine yön verir.
İlk bilgilerini aldığı aile, bilinçli ve eğitimliyse çocuğa vereceği nitelikler de bilinçli olacaktır.
Küçük yaşlarda terbiye alan çocuk, okul çağına geldiğinde eğitimciler tarafından da desteklenen olumlu davranışlarını geliştirecektir.
Çevre faktörü, okul ile birlikte devreye girecek ve çevrenin etkisi çocuk üzerinde yoğunlaşacaktır.
Çocuk, kişiliğini geliştirip ergen bir birey halini alana dek bazı kişileri taklit edecektir.
Önceleri anne baba ya da evdeki baskın karakterler, daha sonra öğretmenleri ve nihayetinde çevresinde bulunan kişiler, çocuğun karakter gelişimini olumlu ya da olumsuz etkiler.
Eğer çocuğun çevresinde iyi örnekler varsa iyileri, kötü örnekler varsa kötüleri taklit edecektir.
Bu çağlardaki çocuğa sadece sözle ulaşmaya çalışmak yeterli olmayacaktır.
Söylenilenin tersi yapıldığında çocuk, bir ikileme düşecek ve bu tutarsızlıkları kendi hareketlerine de yansıtacaktır.
Bütün bu etkenler geleceğin yetişkinlerine yön veren unsurlardır.
Ruhen ve bedenen sağlıklı, bilinçli, kendine güvenen bir nesil için, aile-okul-çevre etkenlerinin önemi unutulmamalıdır.
Gerek aile, gerek eğitim hayatı çocuğun geleceğidir.
Geleceğin mükemmel nesilleri, ancak bilinçli bir eğitimle yetişebilir.
Yetiştiği toprağın meyvesi olan her çocuk, aslında ailesinin de aynasıdır.
Atalarımızın “Otu çek, köküne bak.” sözü de bunun için söylenmiş olsa gerek.
Ruhen, bedenen, fikren sağlıklı bireylerini yetiştirirken toplumsal hassasiyetlerimizi, kültürümüzün denge taşlarını, evrensel ve toplumsal değerleri unutmamalı, gençleri ve çocukları geleceğe bu bilinçle hazırlamalıyız.