Kiracılar için yeni tehdit: Boş tahliye taahhütnamesi

Kiracılar ve ev sahipleri arasındaki hukuki süreçlerde önemli bir artış yaşanıyor. Bu süreçlerde en çok dikkat çeken konu ise boş tahliye taahhütnamesi imzalatılması.

Kiracılara yönelik bu yeni taktik, kiracıların mağduriyetine yol açabilecek potansiyel tehlikeler barındırıyor. Emlak uzmanları, kiracıları bu konuda uyarıyor.

BOŞ TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNİN TEHLİKELERİ

Son dönemde ev sahipleri, kiracılarına boş tahliye taahhütnamesi imzalatarak onları evden çıkarmaya çalışıyor. Hukuk uzmanları, bu taahhütnamelerin tarihlerinin sonradan ev sahipleri tarafından doldurulabileceğini ve hukuki olarak geçerli sayıldığını belirtiyor. Yargıtay da bu konuda ev sahiplerinin lehine kararlar almış durumda. Bu nedenle, kiracıların böyle bir taahhütnameyi imzalamadan önce dikkatli olmaları büyük önem taşıyor.

KİRACILAR İÇİN HUKUKİ HAKLAR

Kiracılar, boş tahliye taahhütnamesine imza atmaları durumunda çeşitli hukuki yollara başvurarak haklarını savunabilirler. Kiracılar, tahliye taahhütnamesine dayalı olarak başlatılan icra takibine veya tahliye davasına karşı çıkabilirler. Bunun yanı sıra, tahliye taahhütnamesinin hür iradeleri ile imzalanmadığını iddia ederek Borçlar Kanunu kapsamında dava açabilirler. Ancak bu tür davalar için belirli süreler bulunuyor ve bu sürelerin kaçırılması durumunda hak kaybı yaşanabilir.

İMZA İTİRAZI VE DİĞER HUKUKİ YOLLAR

Kiracılar, tahliye taahhütnamesindeki imzanın kendilerine ait olmadığını iddia ederek de hukuki mücadele başlatabilirler. Bu durumda, kötü niyetli ev sahiplerinin kiracının imzasını taklit etme ihtimaline karşı itiraz hakları bulunmaktadır. Kiracılar, bu tür bir itirazla tahliye işlemlerini durdurabilirler.

YENİ MALİKİN HAKLARI VE KİRACILARIN DURUMU

Yeni bir ev alan ve bu evde kiracı bulan malikler, kiracıyı tahliye etmek için belirli prosedürleri izlemek zorundadır. Yeni malik, evi oturmak amacıyla aldığını belirterek kiracıya 6 ay süre tanıyarak tahliye talep edebilir. Ancak bu talep, yasal sürelere uyulması halinde geçerli olacaktır.

KİRA BEDELİ ARTIŞI VE HUKUKİ SÜREÇLER

Kiracı ve ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların temelinde genellikle kira bedeli artışları yer alıyor. %25’lik kira artış sınırı nedeniyle kira bedelleri, piyasa şartlarına göre oldukça düşük kalabiliyor. Ev sahipleri bu durumu mahkemeye taşıyarak kira bedelinin artırılmasını talep edebilir. Ancak bu davaların sonuçlanması uzun sürebiliyor.

ARABULUCULUK ZORUNLULUĞU VE HUKUKİ SÜREÇLERİN UZUNLUĞU

2023 yılından itibaren kira davaları için arabuluculuk zorunluluğu getirilmiş olsa da bu süreç, taraflar arasında çözüm bulunmasını her zaman sağlamıyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde kira davalarının süresi oldukça uzun ve davaların sonuçlanması 4 yılı bulabiliyor. Bu durum, hem kiracı hem de ev sahipleri için önemli sorunlara yol açıyor.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE GELECEK BEKLENTİLERİ

Uzmanlar, Borçlar Kanunu’ndaki %25’lik kira artış sınırının kaldırılmasının, kira uyuşmazlıklarını bir nebze hafifletebileceğini düşünüyor. Bunun yanı sıra, tahliye taahhütnamelerine ilişkin geçerlilik şartlarının netleştirilmesi de kiracılar açısından koruyucu bir adım olabilir. Ancak bu tür çözümler, mevcut sorunları tamamen ortadan kaldırmak yerine geçici rahatlamalar sağlayabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri