Palandöken, israfın önlenmesi için üretimden tüketime kadar tüm aşamalarda bilinçlenmenin önemine vurgu yaptı.
Palandöken, yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki ülkemizde her yıl 23 milyon ton gıda ve 12 milyon ekmek israf ediliyor. Bu rakamlar, birçok ülkenin yeterli beslenmesine katkı sağlayacak büyüklükte. İsraf, tarım sektörünü olumsuz etkiliyor, tüketiciyi ise zor durumda bırakıyor. Çiftçilerimizi desteklemeli, lojistik sistemleri iyileştirmeli ve tüketicileri bilinçlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Gıda israfı zincirinin en kritik halkasının, ürünlerin tarladan sofraya gelene kadar yaşanan kayıplar olduğunu belirten Palandöken, nakliye, depolama ve pazarlama süreçlerinde ciddi ürün kayıpları yaşandığını söyledi. Palandöken, “Bu kayıplar, arz-talep dengesini bozarak fiyatları yükseltiyor. Evlerimizde ve iş yerlerimizde ihtiyaç kadar gıda tüketmeli ve fazla gıda alımından kaçınmalıyız. Gıda saklama yöntemleri hakkında bilinçlenerek israfı önleyebiliriz. Çiftçiler talep doğrultusunda planlı ekime teşvik edilmeli ve desteklenmeli” dedi.
İsraf edilen her bir gıdanın yok edilen emek, su, toprak ve enerji anlamına geldiğini ifade eden Palandöken, verimli lojistik sistemlerin ve uygun depolama şartlarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. “Daha sürdürülebilir bir üretim ve tüketim modeli oluşturarak, israfın önüne geçmeliyiz. İklim değişikliğinin etkilerini daha derin hissetmeden hep birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. Bu farkındalığı artırmak için okul sıralarından başlayarak, kamu spotlarıyla geniş kitlelere ulaşmalıyız” dedi.
Palandöken, iklim değişikliği, kuraklık ve betonlaşmanın tarımsal maliyetleri artırdığına da dikkat çekti. Palandöken, “Mevsimsel değişiklikler, sulama sıkıntıları ve soğutma sistemlerinin yetersizliği gibi sorunlar tarımı doğrudan etkiliyor. Çiftçiler, alın terlerinin karşılığını alamazken, tüketiciler ise yüksek fiyatlardan şikâyetçi. İsrafın önlenmesi bu sorunların çözümü için büyük bir adım olacaktır” ifadelerini kullandı.
TESK Başkanı, israfın önlenmesiyle hem tarım sektörünün hem de tüketicinin rahat nefes alacağını ve bu yönde atılacak adımların toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirtti.