Bilindiği gibi, son yıllarda ortaya çıkan ve tüm ülkelerin ekonomilerini alt üst eden korona virüsü salgını, ülkemizde de, önemli ekonomik sorunlar yaratmış ve bunları olumsuz etkileri halen de devam etmekte. Buna ilave olarak, Ukrayna ile Rusya arasında ortaya çıkan anlamsız savaş, tüm dünya ülkelerinin ekonomileri üzerinde hayli olumsuz mali sorunlar yaratmakta.
Buna bağlı olarak, son yıllarda artan petrol ve doğalgaz fiyatları ülkemiz ekonomisini hayli zorluyor. Bilindiği gibi, 850 milyar doların üzerinde dış borcumuz nedeniyle, zor durumda olan ekonomimiz göz önüne alınırsa, günlük yaşantımızda, acilen bazı radikal önlemlerin alınması gerektiği gün gibi ortada. Petrol fiyatlarının sürekli artış gösterdiği bir ortamda, buna bağlı olarak elektrik üretiminin olabildiğince artırılması gerekiyor.
Ülkemiz konum itibariyle, alternatif enerji kaynaklarına ulaşımda hayli avantajlı. Örneğin, güneş enerjisinden yararlanma olanaklarımız, birçok Avrupa ülkesinden daha fazla. Almanya’nın coğrafi konumu, çok daha elverişsiz olmasına rağmen, bir diğer ifade ile güneş gören gün sayısı bizden çok daha az olmasına rağmen, söz konusu ülkenin güneş enerjisinden yararlanma oranı bizden hayli fazla. Ne yazık ki, Türkiye güneş enerjisinden yeterince yararlanamıyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ,atıl durumda bulunan hazine arazilerine, güneş enerjisi ve rüzgar santralleri kurulacağını bildirdi. Kurum, atıl durumda olan tarıma elverişsiz yaklaşık 300 milyon metrekare, diğer bir ifade ile (300 km kare) arazinin, güneş enerjisi santralleri kurulumuyla ekonomimize kazandırılacağı müjdesini verdi. Bu arazilere rüzgar ve güneş enerjisi santralleri kurularak 20 bin megavat yenilenebilir enerji üretimi sağlanacaktır.
Son yıllarda, boş araziler üzerinde kurulan güneş panelleri, kısmen de olsa bu açığı giderme amacını gütmekte. Bu güneş panelleriyle ilgili aksesuar ve gerekli üretim parçaları imalatı üzerinde durulmalı. Böylece güneş enerjisi panelleri kurulmasının daha da yaygınlaştırılması sağlanmalı.
Elektrikli ulaşım araçlarının, istenilen verimlilikte çalışabilmesi için, yeterli miktarda şarj istasyonlarının kurulması da, son derece önemli. Petrol üretiminin giderek azaldığı ve giderek pahalılaştığı önümüzdeki son yıllarda, söz konusu bu elektrikli otoların bir an önce devreye girmesi kaçınılmaz. Bu durumda, elektrikli otoların Türkiye’de üretiminin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi gerekir. Bilindiği gibi, mevcut hükümetin bu konudaki çabaları desteklenmeli ve bununla ilgili fabrika inşaatlarına zaman geçirilmeden başlanmalıdır.
Son yıllarda, düşüş gösteren tarımsal üretime de elektrikli traktörlerin, bir ölçüde destek olabileceğini düşünüyoruz. Bilindiği gibi elektrikli traktörlerin imalatı bir adım daha önde bulunuyor. Elektik üretimini artırılma çabaları desteklenir ve tarımsal üretim bu yolla artırılabilirse ülkemizin bazı önemli sorunlarının belirli bir sürede çözümü mümkün olabilecektir.