Emanet nedir? Türkiye Diyanet Vakfı’nın hazırladığı ve yayınladığı İslam Ansiklopedisinde Emanet kavramı” şöyle açıklanıyor: “Arapça’da “güvenmek, korku ve endişeden emin olmak” mânasındaki emn masdarından gelen emanet kelimesi hıyanetin karşıt anlamlısı olarak isim şeklinde kullanıldığı gibi “güvenilir olmak” anlamında masdar şeklinde de kullanılır.
Ayrıca “güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey” mânasına da gelmekte olup kelimenin bu son kullanılışı daha yaygındır.
Kur’ân-ı Kerîm’de emanet kelimesi iki âyette tekil, dört âyette çoğul şekliyle geçmekte, aynı kökten gelen değişik fiil ve isim kalıpları da Kur’an’da yer almaktadır.
Bu kullanım şekilleri hadislerde de görülür.
Emanet kavramına ve önemine dikkat çeken üç ayet-i kerim: 1- Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir. (Ahzab Suresi, 72) 2- Hiçbir peygamber savaşanların hakkını zimmetine geçirmez. Kim böyle bir haksızlık yaparsa kıyamet günü, zimmetine geçirdiğini yüklenmiş olarak gelir; sonra herkese kazanmış olduğunun karşılığı, kimse haksızlığa uğratılmaksızın tastamam ödenir. (Al-i İmran Suresi, 161)3- Şayet yolculuk halinde olur ve yazacak birini bulamazsanız, teslim alınmış rehinler (yeterlidir). Birbirinize güveniyorsanız, kendisine güvenilen borçlu emaneti yerine getirsin ve rabbi olan Allah’tan korksun. Tanıklığı gizlemeyin. Kim onu gizlerse şüphesiz onun kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı eksiksiz bilmektedir. (Bakara Suresi, 283)
Emanet kavramına ve önemine dikkat çeken iki hadisi şerif: 1- “Münafığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, söz verince sözünden cayar, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.” 2- (Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin) "Ya Resulallah, emanetin zayi edilmesi nasıl olur?" denince, (Görev ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin) buyurdu.”
“Emanet, Emanet, Emanet.”
Üzerinde hassasiyetle durarak, altını çizerek tekrar ediyorum.
Emanet kavramını o kadar önemsemeli ve o kadar gündemde tutmalıyız ki, ruhumuza onu nakış nakış işlemeliyiz.
Bu gerçeğe rağmen, emanet kavramının (maalesef) çok ciddiye alınmadığını da üzülerek müşahede ediyoruz.
Kişilere bir mal, bir para, bir görev teslim ettiğinizde, layıkıyla yerine getirmiyor. Çoğunlukla böyle.
Emanet hıyanet edenler, aynı zamanda iman ve ibadet bakımından sağlam olmayanlardır.
Biz emanete hassasiyeti yaygınlaştırmak ve bu hususta bilinç oluşturmak istiyorsak, imanlarımızı sağlamlaştırmalı ve çocuklarımıza iman üzerine bilinç vermeliyiz.
İnsan imanlı olursa ve emanete hıyanet ettiğinde başına sorun geleceğini ve Ahirette de azaba müstahak olacağını idrak ederse elbette emanete sahip çıkar ve hıyanet etmez.
En büyük emanet de taşıdığımız candır ve bize bu Dünya’da son nefesimize kadar teslim edimiş olan bedendir.
Can ve beden emanetine en başta sahip çıkmalı ve sahibine tertemiz teslim etmeliyiz. Günü geldiğinde, ecel dolduğunda, emanetin sahibi olan Allah’a canı ve bedeni tertemiz, günahsız olarak teslim etmeliyiz.