Bilindiği gibi bütün dünyada olduğu gibi yurdumuzda da dolar belası yüzünden büyük sıkıntılar yaşandı halende etkileri devam etmektedir. Devlet vatandaşını koruyabilmek için tedbirler aldı ve uygulamaya da başladı, bu tedbirleri vatandaşımız olumlu karşıladı. Yalnız vatandaşımızın arasında kuşkulu durumlar var. Oda şu vatandaş diyor ki fırsatçılar dolar bahanesiyle yüzde yüzlere varan zamlar yaptılar. Depolardaki eski mallarının ve tereklerdeki mallarının etiketlerini hemen değiştirdiler ondan sonra da yüzde on yüzde on beş indirim yapılsa ne yazar vatandaşı kandırmaktan başka bir şeye yaramaz, fırsatçıların bahanesi hazır, bugün bu malı satınca yerine bu fiatta malı koyamayız diyorlar, be fırsatçılar eski malınızı eski fiattan satarsanız yeni malıda yeni aldığınız fiata göre satarsınız buna müşterileriniz yani tüketiciler hiçbir şey demez, sizde haram kazançtan kurtulmuş olursunuz, ticaretin de namuslusu bu değil mi?
Bir de tarladaki, seralardaki sebzeler, meyveler onlarda mı hemen dolardan etkilenip te tüketiciye tarladaki yetmiş kuruşluk fiyatlar manav ve pazarlarda nasıl oldu da yedi liraya çıktı bu kadar fırsatçılık olur mu? aracılar, komisyoncular bu kadar vicdansız olabiliyorlar. Biz millet olarak önce kendi halkımızı düşünmek zorunda değil miyiz? Eğer üreticilerimizde girdi malzemeleri yüzünden bir artış varsa bunu zaten tüketici hoş görür çünkü üreticiyi korumak onu desteklemek bütün tüketicilerin görevidir. Burada bütün sıkıntı üretici ile tüketici arasındaki terlemeden para kazanmaya çalışanlardadır. Bunların da kaldırılması devletimizin görevidir. Alınmış olan ve alınacak tedbirlerle fırsatçılara meydanı bırakmamak devletimizin görevidir, alınan tedbirlere yardımcı olmakta milletimizin görevidir, bu aynı zamanda vatandaşlık vazifesidir.
Peki enflasyonla mücadele ederken üreticileri, aracıları, komisyoncuları fırsatçıları mı suçlamalıyız, alıcı ve tüketici olarak bizim hiç mi suçumuz yok ekonomi bu kadar sıkıntılı iken bizler ihtiyaçlarımızı kısıtlayabildik mi tüketim maddelerini azalta bildik mi, hiç birini yapmadık yapmıyoruz, tasarrufa önem vereceğimiz yerde daha çok alışveriş yapıyor pahalılığı hiç umursamıyoruz hayat pahalılığından şikayet ediyor giysilerimizi alırken marka arıyoruz, sıkıntıdan bahsediyar üç dört ve beş binlik telefonlar kullanıyoruz, suyu ve elektriği kullanırken hiç dikkat etmiyor, her türlü deterjanı su gibi kullanıyoruz. Ekmeği bütün yiyecekleri yediğimizden çok çöplere atıyor, o atılan yiyeceklerle binlerce kişinin karnını doyuracağını unutuyoruz, hani pahalılık vardı hangimizi etkiledi. Her şeyin en iyisini alalım her şeyin en iyisini yiyelim, arabanın en lüksüne binelim ondan sonra da pahalılıktan söz edelim. Tabii ki her şeyin iyisini giymek, en iyisini yemek, en lüks araca binmek her kişinin hakkıdır. Ama olağan üstü zamanlarda ne yapmamız gerektiğini de düşünmek vatandaş olarak görevimizdir.