21 Mart'ta toplumda down sendromu konusunda farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Birleşmiş Milletler'in, 10 Kasım 2011 kararı ile 21 Mart tarihini resmi Dünya Down Sendromu Günü olarak tanımasının ardından bütün dünyada bu güzel gün çeşitli etkinlikler kutlanıyor.
Bizler onlara her türlü sevgiyi, şefkati ve ilgiyi ne kadar gösteriyoruz diye hiç düşünüyoruz mu? Onların hayatını ne kadar kolaylaştırıyoruz ve onlar için ne yapıyoruz diye ne kadar çaba gösteriyoruz acaba?
Hayatımın her alanında ve her sahasında mutlaka engellilerle bir yerde karşılaşıyor ve buluşuyoruz. Çünkü kendimiz de yarın belki bir engelli adayıyız bunu hiç birimiz bilemeyiz. Onların hayatına bu pencereden bakmakta fayda var. Bugünün sağlıklı insanları yarının engelli insanları olabiliriz.
Önceki gün TRT Müzik kanalında bir program vardı. Türk pop müziğinin usta ismi Metin Özülkü tarafından hazırlanıp ve canlı yayında ekranlara gelen “Engelsiz Sahne” ismi gibi gerçekten engelsiz bir ve muhteşem bir programı. Yaklaşık 1 saat sürüyor ve zamanının nasıl akıp gittiğini anlamıyorsunuz bile.
Metin Özülkü Orkestrası'nın göz alıcı performansıyla ışıldayan Engelsiz Sahne'de, hayaller gerçeğe dönüşüyor. Engelsiz Sahne'nin bu haftaki yıldızları Türk pop müziğinin güçlü yorumcularından Yonca Lodi ve görme engelli Şehri Özen’di.
Bir programı bu kadar mı sürükleyici ve etkileyici olur diyorsunuz. Çünkü o sahnede olan bir engelli kardeşimizi izledim Şehri Özen. Soyadı gibi gerçekten çok özenli ve çok düzeyli muhteşem bir program. İzleminizi tavsiye ediyorum. Engelli bireylere şans ve fırsat verdiğimiz zaman onların neler yapabileceğini yakından görüyor ve onların bu başarısı ile gurur duyuyoruz.
Hatırlayın Ampute Milli Takımımızı Avrupa şampiyonu olmadı, engelli haltercilerim Nazmiye Muslu Olimpiyat Oyunlarında altın madalya almadı mı? Böylesine başarılı birçok ismi sayabiliriz fakat uzatmanın anlamı yok. Mesele onlara ne kadar sahip çıktığımız ve onları hayata ne kadar kazandırabildiğimiz bence.
Evet onlara engel olmayalım onlar zaten başarılı olacaklardır. Engelli bireylerimizi evlerine hapsetmek yerine, çıkma seni eş dost görmesin, seni onlar görürse benimle dalga geçerler gibi abuk sabuk düşünceler oluşuyor toplumda. Bundan artık vazgeçelim ve bu insanlara bu kötülüğü yapmayalım. Yapacağımız en güzel şey onları hayata ve topluma kazandırmak.
Hayat çok kısa bir kelebeğin ömrü gibi bir günlük, bir saatlik, hatta bir saniyelik anlarda yok oluyor gidiyor. Bu kısa zamanda kendimize iyi davrandığımız gibi engelli bireylere mutlaka iyi davranmak zorundayız ve onları hakir, hor görmemeliyiz. Sizlere sağlıklı sıhhatli ve güzel günler diliyorum lütfen kendinizi sevin ve kendinizle barışık olun yoksa inanın hayat çekilmez bir hale geliyor.
Zaten stres sıkıntı ve hayatın zorlukları yeterince çekilmez oluyor bari hayatı kendi kendinize çekilmez ve içinden çıkılmaz hale getirmeyin, hayata pozitif ve güzel bir pencereden bakmayı ihmal etmeyin. Sevgiyle kalın, mutlu kalın…