Neyzen Tevfik’in “mey’de Bektaşi göründüm, ney’de oldum Mevlevi” halleri gibi, kaleme sarılınca yazarlık ile şairlik arasında gidip geliyorum bazen. Şairlik iddiası haddim olamaz ama estikçe döktürdüğüm dörtlükleri hizaya sokunca meramımı kestirmeden anlatmam zor olmuyor…
Aşık Mahzuni Şerif’in “Meclis”i anlatırken “Kimi kimine bağırır / Biri kaçar beşi vurur / Kızan bir tekme savurur / Yanda uyuyup durana” demesi, maziden bildik görüntülerin fotoğrafı gibidir ama niyetim farklı. İçinde bulunduğumuz koşulların hassasiyetine binaen, ülkenin cumhurbaşkanı ile ana muhalefet başkanını söz ve saz dalaşına sokmak asık suratları mütebessim kılar diye düşündüm. İkisinin de yamacına dikilip, seçim sonrası hallerini sordum. Siyaset bir yanıyla önü/sonu koltuk meselesidir ya bakalım ne dediler? Verdim sazı ellerine, atışır gibi anlattılar. Dinleyelim…
***
Aldı Aşık Erdoğan
Yirmi iki yıldır tabu yıkmışım
On yedi seçimden galip çıkmışım
Nice mevkidaşı yenip bıkmışım
Koltuğuma gözü diken düşünsün
*
Aldı Aşık Kılıçdaroğlu:
Seçim bitti yürek kebap yanıyor
Od yerine özüm feri sönüyor
Ne fır dönen ne de seçmen tanıyor
Koltuğuma gözü diken dikene
*
Aldı Aşık Erdoğan
Bir tek Putin kaldı dünyada eşim
Gördün ya ondan da olmuşum haşim
İki bin ell’üçü görmektir düşüm
Koltuğuma gözü diken düşünsün
*
Aldı Aşık Kılıçdaroğlu:
Ezeli de deli gönül ezeli
Sonbaharda, kışta bahçem bezeli
Fırtınada dökmez idim gazeli
Koltuğuma gözü diken dikene
*
Aldı Aşık Erdoğan
Tayyip Erdoğan’ım ham da yaparım
Vaat seçimdeydi… Zam da yaparım
Depremzedelere dam da yaparım
Koltuğuma gözü diken düşünsün
*
Aldı Aşık Kılıçdaroğlu:
Kılıçdaroğlu’yum hasret çaylara
Binmek istiyorum kurul/taylara
Selam İmamoğlu, bayan, baylara
Koltuğuma gözü diken dikene