İttifakların dağılma veya yeniden şekil alma çalışmaları devam ederken ilginç şeyler de olmuyor değil. Meclisteki hiçbir milli olayın oylanmasında evet oyu vermeyen hep karşı çıkan HDP sanki yaptıkları ortada değilmiş gibi şimdi randevu isteyip kendisini kabul ettirme makul gösterme çabasındadır. Zaten bu bölücülük olaylarını azdıran da siyasetçiler değimli? Oy uğruna her olumsuzluğu yapan yapılanlara göz yuman da bu kurumların siyaset anlayışıdır. HDP ile gizli konuşan, saklı işbirliği yapanlar bu randevu talebi ile bazısı zorlanmış bazısı da işin alenileşmesinden hiç çekinmemişlerdir.
SAADET PARTİSİ HANGİ İTTİFAKTA YER ALIR
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti ile başlayan Saadet Partisi değerlendirmeleri gündemi en çok meşgul eden olaydır. SP hiç yapamadığı kadar reklam ve tanıtım yapmıştır. “Bizi basından engelliyorlar” demeleri de artık boşa çıkmış oldu. Gazeteci yalanlarıyla herkes “ daha iyi haber aldığı, daha güvenilir haber kaynakları olduğu” yalanlarıyla mantıksız değerlendirmeler yapmaktadırlar. Sayın Asiltürk Saadet Partisi YİK üyesidir. Burası bir gönül alma yeridir. Cumhurbaşkanlığı’nda var bilindiği gibi. Eski bakan damat, “bunlar bir yere girmesinler diye pek çok para veriyoruz” demişti. Yani onların karşıtlığından endişe edilerek bu kurul oluşturulmuş olduğunu ifade diyordu. Saadet Partisi YİK üyeliği de aynı kategoridedir. Eskiler bozgunculuk yapmasınlar “diye bir etkisi yetkisi olmayan buralara seçilmişlerdir. Onlarlar istişare eden de yoktur. Lakin böylece bloke edilmek istenmiştir.
“Sayın Asiltürk, eskiden beri etrafında bir hizip oluşturmuştur” diyenler çoktur. Sayın Erbakan Hoca yeni vefat ettiği günlerde oğul Fatih Erbakan’a, “Oğlum eniştene söyle de şu partinin borçlarını ödeyin” dediği basına yansımıştır. Saadet Partisi’ne son kurultayla katılan pek çoğu da genel idare kuruluna seçilmiş insanlar daha önce HAS Parti ile Numan Kurtulmuş etrafındaki insanladır. Bu gurubun Balgat’taki bir dernekte toplanmaktadırlar. Buraya eski Refah Partisi (RP) bakanları da gelmektedir. Bir arkadaş burada yine 1995 yılında bakan olan bir arkadaşa Asiltürk ile Nihat Hatipoğlu’nu sorar. Eski bakan öfkelenir asabi bakışlarla “onları soracaktın da burada ne işin var çek git” demeye getirir. İşte Sayın Asiltürk’ün oradaki hükmü bu kadardır. Şayet ayak oyunlarıyla kurultaya zorlanmazsa şimdiki yönetim bulunduğu ittifaktan ayrılmaz. AK Parti’ye de katılmaz. İttifaka katılmaz.
Yine bir eski milletvekili, “CHP Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile daha makul ve daha ılımlı bir noktaya çekildi ittifak yapmakta mahzur” yoktur diyordu. Bu arkadaş şimdi genel idare kurulu üyesi genel başkan yardımcısıdır. Bir yerde “SP dalga kıran diyorlar ya” bence SP bu ittifakta “makul ve makbul” hale getirme, helalleştirme misyonu ile görevliymiş gibi adeta. HDP ile bir sıkıntısı yoktur SP’nin. HDP’liler kendi partilerinden değil SP’den aday olsalar bir sıkıntı çıkmaz. Nitekim HDP eski milletvekili Altan Tan son seçimde SP listesinden aday olmuştur. Hiç bir problem de çıkmamıştır.