Eski pazar sabahlarını özlüyorum

Cemal Kayı

Özlüyorum eski pazar sabahlarını, hanımların anaların pazar sabahlarının tatlı telaşlarını...

Özlüyorum pazar sabahı kahvaltılarını, sabah sofraya getirilen dumanı üstünde sucuklu yumurtaları...

Sıcacık somunları, üstü çörek otlu kara fırın pidelerini, odayı dolduran kokularını sofraların çoğulcu bereketini...

Her pazar sabahı bakkala ekmeğe gitme tartışmalarını, tüm direnmelerine rağmen, her seferinde evin en küçüğünün bin bir sitem ve kahır dolu söylemlerle,  yüzlerini yıkamadan ekmek almaya gidişlerini...

Hanımların eteklerini savuruşlarındaki telaşla banyodan gönderdikleri çivitle karışık, banyo sobasının üstünde kaynayan çamaşır kokularını...

Ekmeğe giden küçüğün gecikmesini,  kotuğunun birinin altında ekmek, diğerinde gazeteyle yolda arkadaşlarıyla oyuna dalıp evi unutmasını, gazeteyi çamura düşürmesini, küçüğü getirmek için büyüğün peşinden gönderilmesini özlüyorum...

Hanımların o sabah bitmeyen tatlı sitemkâr tavırlarını bir sofraya bir mutfağa bir banyoya koşuşturmalarını...

Özlüyorum en küçüğün yüzükoyun uzandığı halının üstünde ayak tabanlarını dikerek ödev yapmasını...

Özlüyorum evin hanımının  kendisine yardımı savsaklayan kızına terlik fırlatmasını...

Özlüyorum soba borusuna monte edilen çamaşırlığa, nizami bir şekilde asılan çamaşırların arasına iç çamşırlarının saklanarak asılmasındaki asaleti, mahcubiyeti...

Özlüyorum rızkın paylaşılmasını, ekmeğin elle bölünmesini, birlik olmanın güvenini...

Özlüyorum banyodan koşan çocukların sırtlarında banyo havlusuyla sobanın çevresine çember oluşturmalarını...

Aynı masada ders çalışılmasını, dersten sonra her çocuğun kitaplıktan bir kitap alıp, bir köşede okumasını...

Akşam çayından sonra, kabuğu soyulmuş, mandalinaların dilimlenmiş elmaların tepsiye dizilip sofraya getirilmesini...

Komşunun hanımının kapımızın zilini çalarak yaptığı çığırtmalardan bir tabak dolusunu ikram etmesini...

O cıvıltıyı, o telaşı, o dayanışma ruhunu...

Dolu dolu gazeteleri, gazetelerin bilim eklerini, sanat eklerini, kitap eklerini, ellerimize çıkan boya kokularını özüyorum....

Kupon biriktirilerek alınan ansiklopedileri, yüzlenip numaralanarak kitaplığa dizilen kitaplarımı özlüyorum...

Fedakâr komşularımı, sırdaşım berberimi, terzimi, bakkalımı, sütçümü,  kedilerimi, muhabbet kuşlarımı özlüyorum...

Saygılarımla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.