Bir defa evden çıkışın sebebi neydi de bu ayrılık oldu? Buna sebep olanların o zamanki maksadı neydi? Bu gün neden “dön” çağrısı yapmaktadırlar? Ev mi dardı? Yoksa evde bulunmaları sıkıntılı mıydı? Ev eski ev mi? Yıllarca evinden uzakta olan birisi eve dönünce niyeti uzun süreli yaşamak veya artık hayatın sonuna kadar orada yaşamak olsa bile ev eski huzur bulduğu ev mi? İçinde yaşayanlar eski ev ortamında yaşadıkları mı? Yoksa oradan buradan toplanan her türlü ahlaki zafiyeti olan fırıldakların mekanı mı olmuş? Sapıklar, hırsızlar, ahlaksız, dönekler, hainler yurdu mu olmuş bu ev? Buraya nasıl döneceksiniz? Üç-beş yıl evden uzakta kalan bir gurbetçi orada yaşamak, hasret gidermek, eski günleri yad etmek arzusunda olsalar bile beklediği umduğu havayı bulabilecek mi?
Necmettin Erbakan, “Bunlar evden kaçan yaramaz çocuklardır. Evde ne buldularsa buzdolabı TV, her şeyi yok pahasına satan yaramazlardır” diyor. Ama evde satacak bir şey kalmayınca da evin bölümlerinden başlayıp satmaya çalışırlarsa bu satma işi nereye varacaktır. Etrafta olanları görenler bu duruma imrenip onlar gibi oldularsa ortada ev yok ki hangi eve dönsünler. Evden çıkış, evden kaçışın sebepleri ortada duruyorsa nereye gideceklerdir. Kendilerini kovanlar, onların dönmelerini “yine geldiler” tavrıyla karşılarlarsa olabilecek kötü neticeler kim tarafından engellenecektir?
Sivaslı delikanlının köyden çıkışı Ankara’ya gelişi ve kahraman yapılışını ancak çok yakınındakiler bilir. Hapishane hayatından sonra yüzlerce araçlık konvoyla karşılanışı ve bunun tabii neticesi olara içine düşülen gurur, kibir ve mağrurlanma hastalığı. Hizipçiliğini bilmeyen yoktur. Zaten onu kahraman yapan da bu günün adsız kahramanlarıdır. Bu mağrurlanma ile evinden kaçış. Çok farklı rivayetler olsa da herkesin bildiği birkaç arkadaşıyla evi terk etmesidir. Bundan sonra hep başkalarından yardım ve himaye istemesidir. Oysa kendi evinde dururken asil, büyük, hürmet edilen bir şahsiyet iken kanı beş para etmez kumarbazlardan yardım istemek yanaşma olmak elbette hüzünlü bir hikaye. Onun gibi başkaları da bir yerleri gezip sonunda evine uğrayıp orada hep sadakatle duranları arzsıca kovanlar da vardı elbette. Birilerine evden kovulduktan sonra arayış içinde oldukları zaman” yeni bir Muhsin dramI yaşatmayınız” demiştim.Evet kanı beş para etmezlerle işbirliği güç birliği yapmak zorumuza gitse de evdeki kanı bozuklara ne demeli? Ahlaksızlara yurt olan ev, eski mukaddes ve mübarek ev midir?”Yoldaşını bırakıp kaçanı,değişiriz bir sokak kaltağına” bir şeyler anlatır belki.
Eve dönülse bile ilk tadı vermeyecektir. Öyleyse evin boşalmasını beklemek en doğru yoldur. Beklemeden boşalttırmak da bir seçenek olsa da bu şimdilik imkansız gibi görünüyor. Hem “eve dön” dediğinize hiç ağza alınmayacak pislikleri aşarak hakaret edenler nasıl yüze bakacaklar? Evimiz içinde sürüngenler doluysa, yılan çiyan kirpi, fare, kaplumbağa, kurbağa dolaşıyorsa her halde iğrenir temizlenmesini bekleriz.
Kovulan aşağılanan zorla çıkarılan birisi baba evine kendi evlerine dönerken o eski ahvali göz önüne getirerek ”bunlar bu şartlarda kovdular şimdi nasıl yüzüme bakarlar, ben onlara ne kadar güvenmeliyim “demez mi?
Bir türkü tuttursak “haydi gelin evimize dönelim” acaba bestesi kaidesi uyar mı? Yoksa köyümüzü teröristler harabeye mi çevirdi?