Ahmed b. Hadraveyh'in bin müridi, Beyazıd-i Bestami hazretlerinin yanına gelmişlerdi. Bu bin müridden her biri su üzerinde yürür, havada uçardı. Ahmed :
-- Biz gidip Bayezid'i ziyaret edeceğiz, sizden
her kim onu müşahede etmeye takat getirirse gelsin, getiremeyen gelmesin,, dedi. Bunun üzerine bin müridin hepsi de yola çıktı, her birinin elinde bir asa vardı. Asahane denilen bir sofaya asaları koydular, içlerinden biri :
-- Ben onu görmeye takat getiremiyeceğim, sofadaki asalara bekçilik yapayım, dedi. Şeyh ve müritleri Bayezid'in huzuruna çıktıklarında, Bayezid :
-- İçinizde en iyi olanı içeri alın, dedi. Bunun üzerine onu da içeriye getirdiler. Bayezid, Ahmed' e :
-- Daha ne zamana kadar seyahat edip alemin dört bucağını dolaşacaksın? dedi. Ahmed :
-- Bir yerde duran su bozulur, diye cevap verdi. Bayezid :
-- Niçin deniz olmuyorsun? Öyle olsan ne bozulur, ne de kir kabul ederdin, dedi. Sonra Bayezid söze daldı, Ahmed :
-- Seviyemize in, çünkü dediğini anlamıyoruz, dedi ve bunu yedi defa tekrarladı. Ancak o vakit Bayezid'in sözünü anlayabildiler.
Bayezid susunca, Ahmed :
-- Ey Şeyh! İblisi senin bulunduğun sokağın başında asılmış olarak gördüm, dedi. Bayezid dedi ki :
- Evet, öyle. Bistam'ın çevresinde dolaşmamak üzere bize ahid vermişti. Şimdi gizlice gelip birine vesvese verdi. O yüzden kanını
akıtmak gerekti. Soyguncuyu padişahın dergahında asmak şarttır!
-- Yanında, kadınlara benzeyen bir topluluk görüyoruz, bunlar hangi kavimdir?» diye soran birine dedi ki :
-- Melekler gelip bana ilimlere dair sualler soruyorlar ve ben de onlara cevap veriyorum!
Tezkiretü'l Evliya