Ey Genç! Sözünün seviyesini yükseltebildiğin kadar yükselt, sesinin seviyesini düşürebildiğin kadar düşür.
Ey Genç! Ruhunun isteklerini artırabildiğin kadar artır, bedeninin isteklerini azaltabildiğin kadar azalt.
Ey Genç! İyileri ve doğruları sevebildiğin kadar sev, kötüler ile eğrilerden nefret edebildiğin kadar nefret et.
Ey Genç! Kâlbini sevgiye ve güzelliğe açabildiğin kadar aç, kâlbini öfkeye ve çirkinliğe kapatabildiğin kadar kapat.
Ey Genç! Ata ve baba dostlarına hürmet edebildiğin kadar hürmet et ve vefa göster, ata ve babanın dost olmadıklarından uzak durabildiğin kadar uzak dur ve mesafeli ol.
Ey Genç! Zenginlikçe senden yukarıda olanlara gözünü kapatabildiğin kadar kapat ve sabret, zenginlikçe senden aşağıda olanlara gözünü açabildiğince aç ve şükret.
Ey Genç! İlim ve irfan sahipleri ile sohbet edebildiğin kadar sohbet et, cahil ve kendini bilmezler ile sohbetten kaçabildiğin kadar kaç.
Ey Genç! Hayır ve hasenat yolunda yürüyorsan ömrünün olabildiği kadar uzun olması, Allah muhafaza, şer ve zarar yolunda yürüyorsan, ömrünün olabildiği kadar kısa olması daha efdaldir.
Ey Genç! Allah rızası için, iyilik ve takva sahipleri kişiler ile yardımlaşabildiğin kadar yardımlaş, kötü ve bencil kişilerden uzaklaşabildiğin kadar uzaklaş.
Ey Genç! Haklıysan doğru bildiğin yolda, çekinmeden mücadele edebildiğin kadar mücadele et, haksızsan inat etme, mümkün olduğu kadar erken doğru yola gelmeye bak.
Ey Genç! Aklın ve vicdanın her daim iyiliği ve yararlı şeyleri emreder, aklın ve vicdanının yolunda yürüyebildiğin kadar yürü, nefis ve şeytan her daim kötülüğü ve zararlı şeyleri emreder, nefsine ve şeytana karşı durabildiğin kadar karşı dur.
Ey Genç! Dünya mutluluk yeri değil, Dünya huzur yeri değil, asıl mutluluğa ve asıl huzura hazırlanma ve imtihan yeri olduğuna dair düşünceni geliştirebildiğin kadar geliştir ve Dünya’nın mahiyetini idrak et.
Ey Genç! Her doğan günün bir imkan ve yanlıştan dönme için fırsat saatleri olduğuna dair bilincini geliştirebildiğin kadar geliştir ve her batan günü de bir muhasebe vakti olarak bilerek her günün muhasebesini yapabildiğin kadar yap ve nerede nasıl yanlış yaptığını anla ve o yanlışlara bir daha düşme.
Bu öğütlerim sizler içindir. Aşağıdaki şiirim de sizler içindir. Bu şiirde biz yaşlılar (daha doğrusu hayatta tecrübe kazanmış bizler) Gençlik Yıllarımızı nasıl görüyoruz? Bir dinleyin ve Gençliğin kıymetini daha iyi anlayın. Gençliğin değerini bilin.
Evet, şimdi de şu şiirime kulak versin Gençler!
GENÇLİK YILLARIMA BAKIŞ
Uzaktan görünür artık, gençlik yıllarım,
Nasıl da simsiyahmış başımdaki kıllarım.
Beyaz, siyah bu kadar önemli mi başta,
Gençlik yıllarıma böyle bakarım en başta.
Neye benziyor bu gençlik neye, at mıdır,
Türlü türlü istek, türlü türlü murat mıdır,
Ele avuca sığmaz bir kuş mudur rengarenk,
İnsan için en güzel duygu, en güzel ahenk.
Ayakları hiç yere değmez gençlik atının,
Değerini en çok sarraflar bilir, saf altının,
Gençler bilmez hiç cevherini, kıymetini,
Altın, nerden bilsin ki, kendi kıymetini?
Daldan dala konan bir kuş misalidir o,
Şu fani hayatın tatlı, güzel hâlidir o,
Fark edilmez belki yaşarken, zamanında,
Kimse oturup düşünmez gençlik anında.
Gençlere tozpembedir bu Dünya, bu hayat,
Çalışmak işkence, hayallerde yatar kat, yat,
İşte bunun ikisi en büyük, en yaman çelişki,
Ah gençlik ah, bu hakikati hiç düşünmez ki!
Gençlik elden gittiğinde hiç geri gelmez,
Yaşlılar bizzat bilir, yaşamayan bilmez,
Gençlik uçar gider, elde avuçta tutulmaz,
Yaşlı ve genç çok farklı, ikisi bir tutulmaz.
Gençlik dediğin, heyecanların zirvesi,
Fokur fokur kaynayan bir kahve cezvesi,
Ateşe düşmek çok kolay, an meselesi,
Sığınaktır Allah kelamı, besmelesi.
Gençlik yıllarıma baktım, su gibi gördüm,
Kendi kendime söylendim, şu gibi gördüm:
"Gençlik, fırtına, sağa-sola savuran rüzgâr,
Yaşlılık, son menzil, Dünya’dan ahrete gar."