“CHP nedir” diye sorulsa, en kestirme cevap şudur: 6 Ok…
Ancak…
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini ve ardından gerçekleştirilen devrimlerini kapsayan 6 Ok’un süreç içinde hazin hatta haşin bir macerası vardır. Bunu belki bir başka yazıda değerlendiririz ama Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, “Başkaldırıyorum” diyerek yollara düşüşünü dünden bugüne ele almak gerekirse diyeceklerim var.
9 YIL ÖNCE DE AYNI ŞEY VARDI
Özü / sözü CHP’li Muharrem İnce, 2014 yılı Eylül ayındaki CHP 18. Kurultayı öncesi genel başkanlık için adaylığını açıklamış ve konuşmalarında (aynen Tanju Özcan gibi) demişti ki:
-Benimki bir başkaldırıdır.
Sonrasını o dönemki bir yazımda şöyle değerlendirmiştim:
Neden başkaldırıyor?
-Demokrat, özgür bir Cumhuriyet Halk Partisi istiyorum.
Nasıl yani?
-Konuşan, solcu, devrimci Cumhuriyet Halk Partisi istiyorum…
(…)
İnce, “CHP’nin vicdanı benimle beraber, sessiz bir devrimin gerçekleştiğini görüyorum” gibi cümlelerle bir mucize beklediğini de dile getiriyor. Bunun için ‘ruh’ çağırıyor! Bu öyle bildiğiniz ruh çağırma değil. Diyor ki:
“Bu partiye yeni bir heyecan, yeni bir ruh lazım…”
(…)
Trabzon, Samsun, Ordu illerindeki konuşmalarını dinledim, okudum ve bu başlığı çıkardım:
-İnce ruh çağırdı, başkaldırdı!
(Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını kast ederek) Ve ‘çatı’yı çökertiyor:
“Bu parti devşirmelere muhtaç değil. Adını on günde ezberlediğim cumhurbaşkanı adayına muhtaç değiliz. Bunun böyle bilinmesi lazım…”
SON SÖZ: Muharrem İnce, Türk siyasetine yön verecek, siyasi partilerdeki demokrasi eksikliğini giderecek bir söylemi de çekinmeden dillendiriyor:
-Partide demokrasi, sonra Türkiye’de demokrasi istiyorum…
(Ağustos, 2014)
NEYİN MANİFESTOSU…
Mazisinde bunlar yaşanan bir parti, bugün, dün gibi şeyler yaşıyorsa durum nasıl değerlendirmeli bilemiyorum!
Hele, “Değişim çağrılarına karşılık bulamayan İmamoğlu ‘İktidar İçin Değişim’ manifestosu yayımladı” gibi haber ve değerlendirmeleri duyup okuyunca, ‘manifesto’ gibi ağırlığı olan bir kelimenin içinin boş kalmasını da anlayamıyorum!
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup konuşmasında Engin Altay, Veli Ağbaba ve Bülent Tezcan gibi isimlerin salonda olmaması, doğal olarak farklı değerlendirmelere yol açtı. Ensemi kaşıyorum!
DEMEK İSTİYORUM Kİ…
Bazen 8-10, kimi zaman da 25-30 yıl önceki yazılarıma giderek yaptığım hatırlatmalar boş ve boşuna değil. Bugüne uyarladığınızda göreceksiniz ki değişen bir şey yok…
Herkes ruh çağırıyor ama kimsenin ruhu duymuyor!